melamilerin aşka ulaşmak için göze aldıkları süreç, insanlar onları kınayarak kendilerinden uzaklaştırıp çevrelerinden kovdukça onlar yalnızlıklarını Tanrı ile paylaşırlar. iskender pala - babil'de ölüm istanbul'da aşk romanından
bu cümleyi okuduğumdan beri bilip de dile getiremediğim birşeyi keşfetmiş gibi oldum. insanlar kompleksleriyle tanımlanabilir. örneğin, aşırı zeki olduğunu düşünen birisine zekasıyla ilgili bir şey söylediğiniz de bir anda karakterinin değiştiğini görebilirsiniz veya boyu kısa olan birisi bunu kompleks edindiyse bilin ki boyuyla ilgili birşey dediğiniz anda size küsecektir. buna benzer bir çok örnek verilebilir.
kınanmayı kendisi tercih ettiğinde ne olur peki? kınanmak için kötü giyinmek, pis dolaşmak, küfürlü konuşmak, aptalca hareketler yapmak vb. şeyler yaptığında ne olur?
kınandıkça sevinmek nasıl bir durumdur? kınandıkça kızmadığında aslında olgunlaşmış da olmuyor musun?
komplekslerinden arınmış kişi mükemmelliğe de ulaşmış sayılabilir. kim ki peygamber gibidir o kişi komplekssizdir.
komplekslerinin neler olduğunu bilmeyen kişilerle dolu çevremizde açık sözlüler hiç sevilmezler. açık sözlülükle patavatsızlığı karıştırmamak kaydıyla her zaman sevmişimdir açık sözlü kişileri.
kişiliğin gelişim evresinde her insanda mutlaka kompleksler görülebilir. komplekslerini aşmış insanları gözlemlediğimizde bir alanda mutlaka çok başarılı olduklarını görürüz. kendilerine ağır gelen bu durumdan başarılarıyla kurtulurlar. farklı bir bakış açısı edinmektir bu. yaşla da doğru orantılıdır aslında. kınandıkça kızmamak, kabullenmek, umursamamak mutlaka bir tatmin alanı gerektirir insan doğası gereği.
insan egosuna ağır gelen bir çok şey vardır bunlardan başta geleni kınanmaktır. bir diğeri de senin önemsediğin birşeyin bir başkası tarafından kötülenmesidir.
mesela: zeka güzellik maddi durum eğitim inanç aile
vb...