hemen akıllara uzaylılar falan gelmesin ondan bahsetmiyorum. böyle hayvanlarla sebze -meyve ya da nesnelerle konuşmak gibi bu.
tamam çoğu zaman sıyırma, üşütme göstergesi olabilir ama insan bence bunu mutlu ve mutsuz zamanlarında yapıyor daha çok.
- hıyarı sinir olduğunuz insan varsayıp, salata yaparken güzelce derisi soyup, dörde böldüğünüzü, sonra doğradığınızı hayal edersiniz. bu sırada ona söylemek istediğin her kelimeyi, çekinmeden söyleyebilirsiniz.
- temzilik yaparken görülen en belirgin örneği elektrik süpürgesidir. duvara, kapıya, masaya çarpar durur. sizde olanca gücünüzle ona bağırıp, disiplinli olmasını sağlarsınız.
- bir başka örnekte aynadır. malum pamuk prensesin üvey annesinin bütün paranoyalarının baş kahramanıdır. *
bazen çok iyi gelir insana. bulamazsınız konuşacak birini, siz de ona sararsınız. (bkz: kendimden biliyorum) anatomi labında kimsenin gözüne çarpmayan, öyle kenarda boynu bükük duran, 1.50 metre boylarında kasları öğretmek amacıyla üretilmiş bir adam maketi vardı. vücudunun tamamı kas diyeyim sen anla. zamanında bir kaç kez bu maketi alıp üzerinde çalıştım, önceleri ikimizden de ses çıkmazdı, ben onu sadece bir obje olarak gördüğümden olsa gerek.* sonraları sevmeye başladım ben bu insanı, adına remzidedim. ona isim verince şöyle sorular duymaya başladım kendi sesimden:
-remzi, nerde babacım senin rhomboid major un? hani göster bakalım ablana.* haa, burdaymış, aferin.* gibi sorular.
ilerleyen zamanlarda remzi benim için bir eşya olmaktan çıktı adeta.* orasına burasına bakarkene utanır oldum, izin alsam mı diye düşünür oldum.*
sonraları soruların içeriği ders dışına kaymaya başladı.* ben remzi'ye sıkıntılarımı anlatıyorum, o dinliyor artık. dizime yatamıyor belki, belki hiç büyümeyecek ama, iyi dinliyor vesselam.*
not: bu entry dalga amaçlı değildir, yazarı da deli falan değildir.(en azından şimdilik)