bir okul anımı hatırlatan başlık.
olay: lisede genel matematik sınavı vardır. ve sınava din kültürü öğretmeni girecektir. bu öğretmenin, panoda yazılanları okuma hastalığı olduğu için o gün pano gerekli- gereksiz bir takım bilgilerle doldurulmuştur. amaç belli, hoca bunları okumakla zaman harcarken, arkada kopya çekilecek.
işe de yaramıştır, sınavın bi 15 dakikası rahat geçmiştir bu sayede. fakat, bir ara hocanın pilot kalemle panodaki kağıda not düştüğü görülür.
sınavdan sonra bakılan kağıtta yazan: insan düşünen bir hayvandır.
hocanın pilot kalem notu: sen hayvan olabilirsin ama ben asla. **
ekiden din öğretmenimiz bize evrimi yalanlamak için konuşma yapıyordu. konuşmasının en sonuna; ben kendime önceden hayandım demem ve dedirtmem yav ben neden hayvan olayım ben düşünürüm demişti. anılarım canlandı.
"hayvan düşünemeyen bir insandır" şeklinde değiştirilmesi gereken sözdür.bu şekilde hayvanın mertebesini yükseltmiş ve var oluşuna anlam katmış oluruz.
insan düşünen hayvan değildir. eğer hayvan olsaydı;
örn: bulunduğu coğrafyaya adaptasyon sağlar kendisi değişir doğayı değiştirmezdi. yada zarar verip yok oluşa, iklim değişikliğine neden olmazdı. çünkü doyduğu halde yemek yiyen tek canlı insandır.
domuzları söylemeyin onlarda doyma hissi yoktur. velhasılı kelam insan doğası gereği yarattığı - değerlere bakarak insan dışı bir tanım kullanacaksak yaratıktır.
insanlar ile hayvanlar arasındaki açık olan tek fark ''bilinç'' olduğunu kabul edersek, hak vereceğimiz yaklaşımdır.
Cinsel istekler, açlık ve bastırma isteği için yapılanlar, şiddette sınır çizmenin zorluğu falan düşününce sanırım zaman geçtikçe hayvanlar ile aramızdaki tek farkın bilinç olma ayrımı bile bulanıklaşıyor.
insan * bir hayvandır. (bkz: aristotales)
insanlar biyolojide hayvan olarak geçer. eğer öyle olmasaydı fareler üzerinde olumlu etki yapan ilaçlar insan üzerinde kullanılmazdı. genetiği oynanmış domuzdan vs. den organ nakli çalışmaları yapılmazdı. ve şu da bir gerçek insanları hayvanlardan ayıran en büyük özellik düşünüyor olmaları ve kendilerine özgü olan kimlikleridir.
beş canlı aleminin, omurgalı kolunun, memeliler sınıfının, bir türüdür insan. çita nasıl harika koşuyorsa, yunus nasıl harika yüzüyorsa, insanda harika bir şekilde aklını kullanır. egoları onun hayvan olduğu gerçeğini değiştirmez.
kimi bünyelerin kendi üzerlerinde doğruladıkları sözdür.
insanı hayvandan ayıran en büyük özellik hep düşünme yeteneği olarak bilinir ama yanlıştır. eğer doğru kullanılmazsa akıl ve düşünme yeteneği insanı gerçekten düşünen bir hayvan sınıfına sokar. daha doğrusu doğru kullanılmadığı taktirde sadece sizi birhayvanın gelişmiş organizması haline getirir. peki düşünen bir hayvan olmadığımızın ya da olduğumuzun kanıtı nedir?
etrafınızdaki hayvanlara bakın hepsi age of empires köylüsü gibi ne içinse tam olarak onu yaşyor isyan etmiyor grev yapmıyor ve hep içindeki sesi dinliyor bu sesin dışına çıkmıyor. her hayvan yaşamını devam ettirebileceği özelliklerine uygun içgüdü uzantılarıyla dünyaya gelir yani bir eşeğin hayatta kalması onun umrunda bile değildir sadece içinde yemek yeme içgüdüsü vardır ve buna uygun davranır aynı şekilde belli tarihlerde çiftleşme içgüdüsü vardır bunu zevk için yapmaz sadece içinden geldiği için yapar ve evet şimdi insan o da aynı şekilde hayvanlarda olduğu gibi içgüdülere sahiptir bir örnek üzerinden gidelim bu içgüdülerden birisi cinselliktir. ve şimdi bir hayvanla karşılaştıralım mesela eşekle bir erkek eşeğin karşısına çiftleşme döneminde dişi bir eşek çıkarırsanız onunla çiftleşir kesinlikle bir hastalık veya istisnai bir durum yoksa bu gerçekleşir şimdi aynı şeyi insan için düşünelim evli bir erkek olsun kimsenin görmeyeceği bir oda ve çıplak bir kadın da olsun eğer o kadına evli olduğu halde el sürüyorsa evet insan düşünen bir hayvandır. ama yok ben evliyim ve bu doğru değil diyorsa işte o zaman hayvan ile arasına insan olma farkını koymuştur. uzun lafın kısası bu yani ''insan düşünen bir hayvandır'' meselesi kimi insanda doğru kimi insanda yanlıştır. ve bu kesinlikle bir seçimdir.
