türkiye'de yaşayarak görülebilen sorundur. nüfus kimliğinizde 'islam' yazmaktadır. çocukluğunuzda dedeye sorarsınız. dede islam ne? dede bir iki saat dini anlatır. o devirler sünni-alevi çatışmasının yoğun olduğu devirlerse eklemeyi de ihmal etmez. 'sen sünnisin'. olaylar gelişir...
aklı başında bilinçli bir aileye mensupsa çocuk aile bireylerince dinler anlatılır, eğrisi doğrusu aile bireylerinin kendisince aktarılır ve çocuk bunları tartması okuması analiz etmesi için bırakılır. akabinde inanıp inanmamak, inanacaksa neye inanacağı çocuğa / gence kalmıştır. olması gereken budur.
din duygusu aile, kültür gibi bireyin dışındaki unsurlardan, kurumlardan edinilebilir.
ama iman hiçbir koşulda tevarüs edilemez.
bugün sözgelimi türkiye'de müslümanım diyenlerin mümin olup olmadıkları nasıl anlaşılabilir? bireyin iman sahibi olduğunu kavramak çok kolay değildir. aileden müslüman olmakla iman sahibi olunduğunu zannedenler, allah'a yahut onun iman edilmesini emrettiği diğer varlıklara (bkz: amentü) inanma konusunda ne durumdadır?
sözgelimi bugün müslüman olduğunu söyleyen insanlar gerçekten ahrete, öldükten sonra dirilmeye kuşkusuz, kesin bir imanla inanıyor mudur? hesap gününe, yaptığı tüm amellerin tek tek kayıt altına alındığına inanıyor mudur? sağındaki solundaki meleklerin amellerini tek tek yazdığına inanıyor mudur? bugün müslümanım diyenler meleklerin varlığına gerçekten inanıyor mudur?
doğrusu aileden, kültürden edinilen din, bireyi kısırlaştırmıştır. bugün neye iman ettiği üzerine düşünmeyen kitlelerin müslümanım demeleri, imanın tevarüs edilemeyeceğinin de işaretidir. imana sahip olmakla bir din duygusuna sahip olmak arasındaki keskin fark için ismet özel'in yaşamına bakılabilir.
-gel buraya oğlum
-evet baba
-şimdi bazı şeyleri öğrenmenin zamanı geldi
-ha mastürbasyonu biliyorum baba
-yok oğlum o değil. şimdi din denen birşey var
-baba bırak allasen
-????
evet insan dinini kendi secer. aslında herkez fıtratında doğuştan müslüman olarak dünyaya gelir. daha sonra anne, baba nın etkısıyle, onların inançları dogrultusunda inançlarını sabitleyerek onların gittiği yoldan gider. daha sonra ne yapar ne eder kendi bilir ama her insan dinini secer.
kader var ise ve omniosence bir tanrı da var ise ve tanrı herşeyin nasıl olacağını önceden biliyor ise, "herkesin fıtratında doğuştan müslüman olarak dünyaya gelmesi" kadar salakça ve saçma ve gereksiz bir durum/olgu/olay/kişi/kurum yoktur.
öte yandan birey dinini seçemez. çünkü zaten bireyler kendilerini yarattığına inandıkları bir tanrının varlığına değil, kendilerine anlatılan tanrının varlığının bilgisine inanırlar. bir de temporal lob epilepsisinden muzdarip olup kendi hayai arkadaşlarını yaratanlar vardır. onları dini de tanrıyı da seçme şansına erişmiş kullarımızdandır.
(bkz: dinini seçemeyen ateist) diyorum ve burdan birkaç söz söylemek istiyorum, lan mına kodum eşşoğlusu madem dinini seçmene izin vermediler de nasıl ateist oldun?