Ahlak dediğin şey kişinin kendini yetiştirme tarzına bağlıdır, dine değil, din sana şunu yapma dese bile yaparsın ama içinden gelirse neyin doğru olup olmadığını belirlersin zaten.
Dini olan insan ahlaklı olamaz asıl, tüm dinler en az bir kesimin öldürülmesini veya dışlanmasını emreder, buna tabii kimse ahlaktan bahsedemez, elbette ahlakı bacak arasında aramıyorsa.
Ayrıca tanrı maskesi arkasından istek ve arzularını sunan hükümdarlardan ibaret dinler in ahlak ile ne ilgisi var, din dolandırıcılıktır, sahtekarlıktır.
dinin ahlaka bir getirisi olsaydı eğer müslüman ülkelerinde kadın (allah ve peygamberin böyle yücelttiği varlık) bu kadar ayak altına düşürülmez, çocuklar bu kadar ucuz olmaz, yaşlılar bu kadar çöp olmaz, insanlar bu denli nefret dolmazdı. ve ben o kadar çok insan gördüm ki ateisti, deisti en müslümandan daha insan, daha merhametli ve daha sevgi saygı dolu.
insanlar öyle emredildiği düşündükleri için, bir şeylerden korktukları için ahlakî tutumlar sergiliyorlarsa o insanların doğruluğu sorgularım. iyilik, doğruluk insanın içinden geldiği zaman gerçektir.
Ahlak, ailede başlar. Dini körü körüne yaşamaktansa araştırıp doğrusunu öğrenip iman etmek daha faydalı olur ve böyle topluma daha yararlı birer birey olunacağı kanaatindeyim.
Ahlak dinde değil kişidedir. Ne papazlar ne imamlar gördü bu dünya küçücük çocuklara bile tecavüz eden. Kişi ahlakını korursa ve kendine yapılmasını istemediği hiçbir şey yapmaz ise zaten ahlak için farklı bir şeye ihtiyaç duymaz.
olabilir elbette... ama nesnel değil, sadece öznel bir ahlaka sahip olabilir. kişi "küfür etmek ahlaksızlıktır" diyemez. ama "Benim için küfür etmek ahlaksızlık" diyebilir. eğer din yoksa herkesin ahlak tanımı kendine göre olacaktır.
insan olan din olmadan da ahlaklı olur, olmalıdır. Doğrusu bir müeyyide olmadan yani cehenneme gitme korkusu olmadan ahlaklı olmaktır. Etik, vicdan ve de ahlak dediğimiz değerler bize bunu gerektirir.
olur fakat bu şekilde de kişinin kendisinin belirlediği bir ahlak sistemi olur; kişi kendi eylemlerinin kimisine ahlaklı kimisine ahlaksız yaftası yapıştırıp buna göre hareket eder ve bunun sonucunda toplumla uyumsuz, çatışık bir birey ortaya çıkar. insan toplumsal bir varlıktır, bize ilk öğretilen bilgilerden biri bu.
Aşağı tabaka insanıysanız zaten ahlaklı yani (ahlaksızsınızdır). nietzsche alt tabakanın her zaman için gerçek bir ahlak yoksunu olduğunu hem bir filolog hem de filozof olarak vardığı kanıtlarla ki teori de diyebilirsiniz ortaya koyar.
Ahlakın soy geçmeşine indiģimizde orda köle zihniyetinin efendiliğe öykünmesinden ve bunun için her türlü aracı kendi lehine kullanması veya oluşturması karşımıza çıkar.
Vicdan, zayıfa iyilik, merhamet vb terimler doğrudan zayıfı güçlendirme projesinin bir ürünüdür. Ve efendilige, buyurganlığa, güce karşı bir yumuşatma, kırma, psikolojik olarak tesir altina alma çabasıdır.
Din de, peygamberler de buna hizmet icin vardır. veya ortaya çıkmıştır.
Bu bakımdan baktıgimizda büyük bir ahlaksızlık gibi görünür bu.
Peki ahlak tam da bu noktada nedir?
Ahlakı değerli kılan nedir?
Yani ahlak değerlerini belirleyen unsurlar nedir?
Bu konuda sizi niçe'nin emin ellerine teslim ediyorum.