Annesinin veya babasının suçu değildir oysa bu. onlar da seçemez cocuklarını. zaten seçmek istemezler herhalde. koşulsuz sevginin tutsağı olmuşlardır artık. anneme bana kızdın mı diye sordum utangaç bir edayla, dışımdan kızdığım anda içim affetti dedi. muzipleştim hemen, şımardım. seçecek olsam seni seçerdim dedim. tuzum kuru o manyak bir anne çünkü. annesinden ve babasından bir dönem nefret etmeyen yoktur sanırım. normal değildir ya da. öyle öldüresiye bir nefretten bahsetmiyorum elbette. isyankarlığın tavan yaptığı burnu büyüklük dönemlerinden. nasıl da katlandılar ki anlamıyorum. koşulsuz sevgi işte bu. akrabaları boşverelim. kırk yılda bir yüzünü gördüğün sıradan insanlar işte, istemezsen duvar örersin. anne baba farklı, hataları da var. hatalı olmak suçlu olmak değildir ki. suçlu yapan onları başkalarıdır. ya da onların hatalarının çocuklarına miras kaldığını sanan gerzekler. orospu çocukluğu mesela. babanın adını, sanını, cismini bilmiyorsun. garip bir duygu olmalı, doğmadan babası ölenlerle bir olmalı ya da öyle hissetmene izin verilmeli. ama çamur o kadar çok ki bulaştıracak yer arıyor insanlar haliyle en çok da kendi çirkinliklerini kapatmak için saldırılmaya en müsaitler orospu çocukları, annesinin mecburen veya kolay yolu secerek para kazanması çocuğun alnına yapışıveriyor, her ikisinde de çocuk pasif ama aktif olmak zorunda bırakılıyor. baban alkolik mesela anneni dövüyor, utanması gereken de çocuk, çelişki bu insanlığın çelişkisi, annen merdiven siliyor, bakışlar seni deliyor. yok ben yine onları seçerdim. tuzum kuru tabi.