insanın kimseye güveninin kalmadığı anlar

    1.
  1. hayatın öğrenildiğinin anlaşılması durumudur. ihanet, dost kazığı, ailenin sırt çevirmesi vs.
    3 ...
  2. 2.
  3. sırtını tereddütsüz dayadığın insan bigün çekip giderse bu hayattan hem de sana seni asla yarı yolda bırakmam diye söz verdikten sonra... artık dayamazsınız kimseye sırtınızı. hep teksinizdir artık.
    artık dayamıyorum kimseye sırtımı. bana da dayamayın diyorum. beni o bile yarı yolda bırakmış bi daha kime güvenirde dayarım sırtımı?
    dersiniz...
    3 ...
  4. 10.
  5. kendinin de güvenilir bir kimse olmadığını anladığı andan sonraki hayatını mahfeden tüm zaman.
    3 ...
  6. 12.
  7. ihanet ve sonrası, sonrası, sonrası, ölene dek değişmeyen bir sonra girer hayatınıza işte...
    3 ...
  8. 3.
  9. ardına bile dönüp bakmadan bırakıp gidenin arkasından baktığın o an. işte o an bütün güveninin sarsıldığı andır. "çok sevmiştim ya, öyle inanmıştım, yazık oldu be" dersin. ama giden gitmiştir, seni de beraberinde götürerek...
    2 ...
  10. 8.
  11. en güvendiği kişiden kazık yediği zamandır.
    2 ...
  12. 6.
  13. batik güneş,soğuk zemin
    boğuk nefes,içim emin.
    tahrik son radde,kalbim boş bir cadde.
    yüzler serin.
    güven uzaklaşir içimden,bu kuşku iğneler derin...
    benim kendimden başka sadiğim varsa bana verin.
    kaçinci kuyuyu kazmaktasin içine beni düşürmek için?
    biriktirdiğin topraklarin,soluklarimi kesmek için.
    bak bir bildiğim var öl demezse tanrim yaşar kul.
    taşar deniz,yüzer balik....batmak bizim kayik.
    aşar boyumu dalga.
    loş bir oda bu,boş kağitlarin içinde oturduğu.
    yalniz adamin dilsizliğine eşlik eder taş duvar.
    içimde şefini kaybeden bir orkestranin hüznü var.
    dişimda charli chaplin gülüşü...

    (bkz: dil yaratmakta en asil silahları)
    1 ...
  14. 5.
  15. verilen sözlerin boşa çıktığı andır.
    ummadığın dağa kar yağdığı andır.
    1 ...
  16. 4.
  17. en yakın arkadaşınızı bir gün önce ayrılmış olduğunuz sevgilinizle * el ele görmektir.
    1 ...
  18. 11.
  19. adamın biri atıyla yolda giderken, yolun kenarında üstü başı yırtık ağlayan bir genç görür. hemen gencin yanında durarak, derdini sorar. genç, eşşeğiyle bu yoldan geçerken saldırıya uğradığını, saldırganların bütün parasını ve tek serveti olan eşşeğini alarak gittiklerini söyler. adam bunun üzerine gence yanında bulunan fazla elbiseyi verir. ayrıca onu kasabaya kadar götürebileceğini ve orda kendisine bir eşek ve çalınan parası kadarda para verebileceğini söyler.

    adam genci arkasına alarak yola çıkarlar. biraz zaman geçtikten sonra genç, adamın belindeki para kesesini alır ve adamı attan aşağı atarak, atla beraber kaçar.

    adam yürüyerek kasabaya gider, bir arkadaşının dükkanına uğrar ve başına gelen olayları anlatır. arkadaşı, üzülmemesi gerektiğini, adamın zaten zengin olduğunu, bu kaybın onu etkilemeyeceğini söyleyerek onu teselli etmeye çalışır. ama adam arkadaşının bütün tesellisine rağmen çok üzgün oturmakta ve sanki bütün servetini kaybetmiş gibi davranmaktadır.

    arkadaşı adamın bu haline daha fazla dayanamayarak '' bir at çaldırdın diye ne kadar da abarttın, ahırında onlarcası daha var. ne kadar mala düşkünmüssün'' diyerek adama çıkışır. adam bunun üzerine arkadaşına dönerek cevap verir '' ben giden atla, çalınan paralarıma üzülmüyorum. o genç onları götürürken, bendeki insanlara güvenide götürdü. ben ona üzülüyorum.. ''
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük