insanın geçmişinin kaybolması

    .
  1. zamanın acımasızlığıdır. keyifli bir gününüzde eskiden yaşanmış yerlere şöyle bir bakayım diye yola çıkılır.
    doğduğunuz ev, mahalle, cocukluk arkadaşları görülmek istenir.
    ev yerli yerindedir ama, mahalle o mahalle olmaktan çıkmıştır. eskiden bahçe ve bina oranı mükemmel olan yapıların yerine sıfır bahçe %100 ev tarzı binalar yükselmiştir. bir de sanki inadına öyle bir yapılar dikilmiştir ki, ne imar dikkate alınmıştır ne de insan psikolojisi. yani 8 er katlı binaların arasında sadece 4-5 metre bir boşluk vardır. nefes almak bile imkansızdır.

    halbuki o günleri az da olsa düşünmek kişiye anlık bir rahatlık sağlamaktadır. fakat gerçekte artık böyle bir yer olmadığını görmek insanı hüzünlendirmektedir.

    insanlar da öyledir.hayat onları eski hallerinden uzaklaştırmış, daha bencil yapmıştır. sanki sevgiyi unutmuş gibidirler.

    bencillik dedim de, bu başlığı açan dallama da aynı hataya düşmüştür. ne bekliyordu ki, onun güzel anıları var diye, insanlar ranttan, zenginlikten vaz mı geçeceklerdi.
    kimbilir o da kimlerin anılarının üzerine, neler inşa etmiştir. hangi anıları yok etmiştir.
    4 ...
  2. 2.
  3. 6.
  4. 8.
  5. sonradan görme diye tabir edilen insanların hayattan en çok istedikleri, hiçbir zaman gerçek olmayacak unutma olayıdır.
    1 ...
  6. 1.
  7. 3.
  8. kadınlar için, evlenmektir biraz da *.
    1 ...
  9. 5.
  10. kişi su ömür denilen serüvende ister istemez hatalar yapar. daha dogrusu yapmak mecburiyetindedir. ne kadar da mukemmel yasamak istesede hayat ona hatalar yaptirir.

    işte öyle yada böyle insan bu gibi sebeblerden ötürü unutmak için yaşar.

    kimisi isine gücüne verir kendini,

    kimisi ise kendine aciyarak unutmaya calisir.

    hafizaya reset atmak için elinden geleni yapar.

    hep bir hazin beste ile yasar.

    ve birden kafasini duvara vurarak fark eder,

    artik unutmustur nihayet.

    ama o zaman da hazin bir hakikati fark eder.

    mazisi olmayan ve mazisini unutmus kişinin draminda bogazina kadar gömülmüştür.

    beyhude yere mazisini arar durur.

    bos sokaklarda, eski fotograflarda, telefon defterlerinde, kargacik burgacik ucuz tukenmezle yazilmiş notlarda.

    sehrin izbe köselerinde bir hayalet gibi dolasir.

    tam mazisini bulmusken birden gümbürder gider bu alemden dört kollu ile.


    --spoiler--
    Sonraki gezegende bir ayyaş yaşıyordu. Küçük prens orada çok az kaldı, ama yüreği sıkıntıyla doluydu ayrılırken.
    Bir sürü boş ve dolu şişenin bulunduğu bir masada oturmakta olan ayyaşa, "Ne yapıyorsunuz burada?" diye sormuştu.
    "içiyorum," demişti ayyaş asık bir suratla.
    "Niye içiyorsunuz?" diye küçük prens yine sormuştu,
    "Unutmak için," diye yanıtlamıştı ayyaş.
    Küçük prens adamın haline üzülerek, "Neyi unutmak için?" diye sormuştu bu kez de.
    "Utancımı," demişti adam başını sallayarak.
    "Niçin utanıyorsunuz ki?" diye sormuştu küçük prens. Ona yardım etmek istiyordu.
    "içtiğim için!" demişti adam. Sonra da yine eski sessizliğine gömülüvermişti.
    --spoiler--*
    1 ...
  11. 7.
  12. askerlik yapılan aylar için geçerli olması istenilen durumdur. artık yeşil elbiseyle sokakta dolaşan adam görsem midem bulanıyor.
    0 ...
  13. 9.
  14. hafızasını kaybetmiş insanlarda vuku bulabilecek olaydır. pis bir geçmişi varsa çok da iyi olur kanımca.
    0 ...
  15. 10.
  16. geleceği düşünmekten geçmişi karanlıklara gömmek.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük