öyledir her zaman kendini kandırır bu sebeplede herzaman aldanır. nedendir bilinmez ama her yalan aslında kendini kandırmaktır. söylemeyin. neden kandırıyoruz kendimizi doğruyu bildiğimiz halde?
yalnız yaşayanlar için yanınızdan ayrılmaması gereken bir çeşit tek tip savunma mekanizmasıdır. şöyle ki, iş çıkışı markete gidip bir şeyler aldınız diyelim. bu bir çeşit sıradan günlük olağanınız olabilir. önemli olan, tek yaşarken çoğul davranmak da olabilir. mesela aldığınız şeyleri ikişer adet alarak sizi sanki evde bekleyen biri varmış gibi davranabilirsiniz. yemek yerken masaya iki tabak koymanız, rakıyı iki kadeh doldurmanız, plakları ikişer kez dinlemeniz de bu nedenden kaynaklıdır.
yatağı çift kişilik tercih etmeniz eve arada sırada gelen sevgilinizle alakalı değildir. nasıl olsa her yerde sevişebilirsiniz ama yalnız yattığınız gecelerde sanki yanınızda biri varmış gibi davranırsınız. Belirli bir zaman sonunda kendinizle konuşmaya başlar, tartışmaları bile hararetli şekillerde yürütürsünüz. kendinizin en yakın düşmanı ve nadiren de olsa dostu olursunuz. filmleri bile iki kişi izler gibisinizdir artık. şarkılar sizi anlatır, başka kimseyi umursamazsınız. sonra bakarsınız ki yalnız yaşlanmışsınız. şanslıysanız biraz da delirmiş, toplumun dışına itilmişsinizdir. aile denilen kavrama hep bok atar, yalnızlığın en elzem ihtiyaç olduğunu savunursunuz.
sizi dışardan göreler biraz küfür eder ama içten içe imrenirler. ailelerinin baskısı altında ezilenlerdir genelde bu tipler. küçük bir kısmı da kesin bir kararlılıkla mutludur ki onlar zaten sizinle ilgilenmezler. sonra bir kez ölürsünüz. al pacinonun da bir filmde dediği gibi sonra, adınızı bilen son kişi de öldüğü zaman -zaten pek kimse yoktur- bir kez daha ölürsünüz.
netice olarak kimi gerçekler, kimin ne kadar gerçek olduğuyla alakalıdır. gerisi her zaman ki kurmacalar, falanlar ve çokca filanlardır.