en yalın gerçektir. diğer her şey tefarruat olur bu hakikatle. dolayısıyla dünyaya verilen önemin ne denli saçma bir şey olduğu anlaşılır.
'dostlar boşverin onu bunu ölüme hazırlanın' diyesi geliyor insanın ama o zaman da şeriatçı olunuyor.**
Bakara Suresi 156. ayet te geçen "biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz" anlamına gelen ayet-i kerime. Genelde ölen kimsenin ardından söylenen bir sözdür. Peygamber Efendimiz (s. a. v), kızı Fatıma (r. a.) ya hayatının son zamanlarındayken ölümünden sonra bu ayeti hatırlamasını tavsiye buyurmuşlardır.
kuran mealinin yanında keşke celal yıldırım'ın ilmin ışığında kuran tefsirinden de alıntı yapsaydın...o zaman anlamı daha rahat anlaşılabilirdi.
not: o küçük içinde 3 beyin hücresi bulunan kafanızla kendi kendinize açıklama ve tümevarım/tümdengelim yapmayınız. yaparsanız da yanlış sonuçlara ulaşıyorsunuz.
yatırımlarını sadece dünyaya yapan, dünyalıkları olmadan hiçbir değeri olmayan insanların yüzleşmek istemediği hakikattir. bizi kim yarattıysa dönüşümüz de ancak o'nadır. bize verdiği nimetlerin, yüklediği sorumluluğun hesabını soracaktır. verecek cevabı olmayanlar da bu hakikatten yaban eşşekleri gibi kaçarlar.
35,37-o (cehennem), insanlık için, sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için büyük uyarıcı musibetlerden biridir.
38-her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir;
39-ancak sağdakiler başka.
40,42-onlar cennetler içindedir. günahkârlara: sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? diye uzaktan uzağa sorarlar.
43-onlar şöyle cevap verirler: biz namaz kılanlardan değildik,
44-yoksulu doyurmuyorduk,
45-(bâtıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk,
46-hesab gününü de yalan sayardık.
47-sonunda bize ölüm geldi çattı.
48-artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.
49,51-böyle iken onlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâla) öğütten yüz çeviriyorlar?
52-daha doğrusu onlardan her biri, kendisine, (önünde) açılmış sahifeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor.
53-hayır! aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.
54-asla (düşündükleri gibi değil)! bilsinler ki bu, gerçekten bir ikazdır!
55-dileyen ondan (düşünüp) öğüt alır.
56-bununla beraber, allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. sakınılmaya lâyık olan da o'dur, mağfiret sahibi de o'dur.