otobüs ya da dolmuştayken, inilmeye yakın zamanda kişinin yaşadığı strestir. adamın ömründen ömür alır bu anlar.
hele ki otobüs kalabalıksa, lan bu kadar insanın arasından nasıl kapıya gidecem, ne zaman inecek var dersem tam yerinde durur, bağırsam şöför burdan beni duyar mı diye kafada milyon tane soru geçer o bir dakikada insanın aklından.
ömrü otobüs ve dolmuşlarda geçen insanın yaşadığı sitresler bunlar.
zannedersek her gençte olan gerginlik. en başta "dur, şimdi şoföre söylemeyim ineceğim yeri. belki benimle beraber aynı durakta inecek biri benden önce söyler de benim söylememe gerek kalmaz." diye düşünülür. gerçekten sizden önce biri söylerse, oh, ne güzel. ama öyle biri yoksa, tedirgin bir hal alırsınız. baktınız, kimseden ses çıkmıyor. "müsait bir yerde." diyorsunuz ve o da ne? sesiniz çatallaşmış, iğrenç bir şekilde çıkmıştır, hatta bazı yolcular size bakıyorlardır. ne iğrenç bir şey.
alternatif beddua olabilir bu:
minibüste ineceğin yeri söylerken sesin çatallaşsın emi!