otobüste ayakta duran yolcuların yoğun olduğu zamanlar, insanların zamanını çalmamak adına, kişinin kendi oturma süresini kısaltması durumudur. gayet yerinde bir sarı ışık yandı hazırlan durumudur.
kaptırmış giden, "durakta lan!" bağırışlarınızı duymayan şoförü önceden uyarma maksatlı gerçekleştirilen, mütemadiyen yaptığım eylemdir. nereye tutunulacağı göze kestirilir, çevik bir hareketle zıplanılıp kapıya yönelinir. bu esnada eller kollar demirleri, boruları tutmaktadır. durağa yaklaşıldığında da sessiz bir "durakta hacı" denilir; sorunsuzca inilir. ama siz ayakta beklerken, minibüs durduktan sonra yerinden rahatça kalkıp inenler moralinizi bozar. "hehe göt gibi ayakta kal sen" bakışları, mutsuzluğa tuz biber eker.
tabakhaneye bok yetiştiren otobüslerin bu tavrından canını korumaya çalışıp ivedi bi şekilde araçtan inen kişinin yapması gerekendir.
her yerde böyle midir bilmiyorum, ama; burda bi tabakhane var bütün şöförler onu arıyor. hatta geçen bu yüzden; inen varken arabayı kaldırıp vatandası arabanın altında bırakıp katletmiştir. gencecik daha...askerden dönmüş, ailesine gidecek bi genç. ulan insafınız kurusun be... söyle kaç para verdiler, biz iki katını verelim de bi yavaş ol..
3. dünya ülkelerinde olağandır. dolmuş da olsa ne zaman her koltuğa emniyet kemeri konulup takılma zorunluluğu getirilir ve araç durmadan insanlar yerlerinden kalkamaz, ayakta yolcu taşınmaz işte o zaman türkiye'nin ilerlediğine ikna olurum.
