benim için, güzel olmasına rağmen vizede kapris yapan, insanlarına soğuk denmesine rağmen en iyi komedyenleri çıkaran ve ayrıca en iyi müzisyenlerin memleketi olan ülkedir.
türkiye'de inatla ''birleşik krallık'' yerine de kullanılan kelime. örnek vermek gerekirse: eurovison'a ingiltere değil, birleşik krallık katılır. ingiltere birleşik krallık denen nanenin parçalarından biri ve en büyüğüdür.
avrupa'ya genel olarak baktığımız zaman o kıta üzerindeki birçok devletin ters oturtulmuş piramitlere benzediğini görürüz. bu devletlerin avrupa'daki toprakları eskiden sömürdükleri o geniş coğrafyalarına, dolayısıyla dış ticaretlerinin önemine kıyasla gülünç denilecek kadar küçük bir durumda. bu durum için tepe noktası avrupa'da, ilke ise bütün dünyadadır. sadece amerika birleşik devletleri bu tarifin dışında kalır.
mesela avrupa'nın en güçlü devletlerinden biri olan ingiltere'ye gelelim.
britanya imparatorluğu söz konusu edilirken anglosakson dünyasının varlığı her zaman aklımızın bir köşesinde bulunmalı. ingiltere, amerika ile olan kültür ve dil birliğinden dolayı herhangi bir avrupa devleti ile kıyaslanamaz. hiçbir devlet iktisadi fetihlerini ingiltere'den daha sert ve silah zoru ile yapmamış ve yapmış olduklarını da ingilizler kadar azimle korumamıştır. ingiliz siyasetinin göze çarpan en büyük özelliği siyasi kuvvetinden ekonomik fetihler yapması ve sonra her iktisadi başarısını siyasi kuvvet haline getirebilmesidir. ayrıca ingiltere'nin kendi iktisadi çıkarları için savaşmayacak kadar korkak olduğuna inanmak çok büyük bir hatadır. ingilizler ihtiyaçları olan silahlara her zaman sahip olmuşlardır. onlar savaştan galip çıkmalarını sağlayacak silahları ellerinde bulundurmuşlardır. paralı askerler yettiği müddetçe savaşa hep bunları yolladılar. fakat başarı için bu yetmeyince kendi milletlerinin en değerli kanından yardım almak yolunu da bildiler. ayrıca ingilizlerin mücadele iradeleri daima aynı şekilde kalmıştır.
Çanakkle savaşında Türklerin fakirlikten dolayı ayakkabılarının olmadığını farkeden, ve hemen o medeni (!) beyinlerini çalıştırarak yere nasıl düşerse düşşün mutlaka bir ucu havaya gelecek şekilde kalan zehirli çiviler tasarlayan ve bunları savaş alanında cephe arkasına atan askerin ülkesi.
Hücuma kalkan Türk ordusuna ait 12 bin civarında Türk askeri bu çivilerden dolayı bacaklarını kaybetmiş, Çiviler zehirli olduğu için bunlara basan askerlerin ayakları testere ile kesilmek zorunda kalınmış ve kesilen yer kızgın ateşe tutulan demirlerle dağlanmıştır.
Bunun insanlık suçu olduğu yönündeki yazıya, ingilizler "evet bu bir insanlık suçudur, ancak Türklere insan denilebilir mi?" şeklinde cevap göndermişlerdir.
aynı orospu çocukluğunu amerikanın vietnamda yapması da aralarındaki kalite benzerliğini gösterir.