ingiltere'deki krallığı sembolik sananlar olsa da sembolik falan değildir. Türk halkı bir daha padişahlık istemesin diye Avrupa'daki krallıkların sembolik olduğu yalanı ile insanlar uyutulmak isteniyor, o kadar.
ingiltere başbakanının 30bin tllik ikinci el arabaya bindiğini hatırlatırım.
işte tam da bu yüzden bizimkilere bu tarz bir otoriter rejim asla uygulanmamalı hoş şimdi de soyup soğana çeviriyorlar ya neyse.
size müstehak birader.
dünyada tek yönetim sistemini demokrasi sananların anlayamadığıdır. ingiltere yarı monarşi ile yönetilir.
yani bir meclis ve hükümet vardır ama avam yani soylu kamarasının yani soylular senatosunun onay vermediği hiç bir eylem uygulamaya geçemez. halkta zaten bunu bilir. ingiltere bu yüzden her daim büyük devlettir.
Hiç utanmanız yok mu diye sordurur. Hadi caponlarım dinleri gereği imparatorlarına tapıyorlar da siz dünyaya medeniyet dersi veren dingilizler utanmıyonuz mu kendiniz ilkel bir şekilde yönetilmeye. Cidden bu işi kaldırmadıkça ingiltereye ve ingilizlere saygı duyulmaz. Kanada avustralya yeni zelanda gibi ülkelere de duyulmaz. Hele iskoçya irlandadan da utanmıyor. Bağımsız olsana kardeşim neden korkuyonuz. Ulan bunlar bizde kürtleri falan kışkırtırlar tayyibi tek adam diye eleştirirler kendileri daha beter amk. Bari biz de padişahlık sistemi getirelim sultanımızı ölene kadar seçimle belirleyelim. ingiliz hayranları buna da ses çıkarmaz herhalde.
birleşik krallık'ın bugün nasıl bir "krallık" olduğunu anlayabilmek için parlamento seçimleri sonrasında yapılan törenin sembolik anlamına dikkat etmek gerekmektedir. yeni yasama dönemi açılacağı sırada kral/kraliçe, avam kamarasında bulunan milletvekillerini kendisini dinlemeleri için "davet eder". Bu daveti ileten "black rod" adlı görevlidir, kraliçe'nin/kral'ın davetini iletmek üzere avam kamarasına geldiği sırada kapı suratına kapatılır. suratına kapatılır, çünkü ülkedeki egemen demokrasi böylece gösterilir. black rod kapıyı üç kez çalar ve ardından kapı açılır, black rod'un ilettiği davet milletvekillerince kahkahalar eşliğinde kabul edilir ve aheste adımlarla kraliçe'nin/kral'ın bulunduğu lordlar kamarasının yolu tutulur. halkın kraliyete duyduğu manevi bağlılığın yanında demokratik gelenek böylece korunur (belirtmek gerekir, anketlere göre halkın yaklaşık %22'lik kısmı monarşinin kaldırılmasını istemektedir ve bu oran gençlerde daha yüksektir). Bunun monarşi meselesinde asıl sorun "devletin temsili"dir. Birleşik Krallık gibi parlamenter monarşilerde kralın görevi bir temsildir, yürütmeye dair söz sahibi değildir. parlamenter demokrasilerde temsil görevini cumhurbaşkanı üstlenir, onun da yürütmeye ilişkin bir müdahalesi söz konusu olamaz. hem cumhurbaşkanı hem de kral, sembolik görevlere sahiptir ve ancak olağanüstü durumlarda "devletin temsilcisi" olarak kararları veto etmek gibi bazı haklara sahiptir ki bu haklar, parlamenter monarşide krala çok daha az tanınır.
kısacası birleşik krallık'ta krallığın hala sürüyor olmasına bakıp da bizim de sembolik olarak osmanlı'yı sürdürmemiz mümkün olmaz mıydı tantanası yapmak gereksiz olduğu kadar cahilce. her ülkede kurumlar tarihsel süreçte farklı farklı şekillenir. türk demokrasisinin geçtiği süreçleri doğru anlamak lazım. ii. dünya savaşı sırasında Anavatan Ordusu Yardımcı Hizmetleri'nde motorlu araç kullanımı ve bakımı konusunda eğitim alarak ülkesine bilfiil destek olan kraliçe ii. elizabeth ile sözde yönettiği ülkesinin dört bir yanı işgal altına iken sarayında beşinci evliliğini düğün ile yapan vahdettin bir tutulamaz.
Eleştirdiğiniz ingiltere'de kral olacak veliaht prensler adam gibi askerlik yapar.
Örn: prens Harry Afganistan'da sıcak çatışmaya katılmış, apaçi taarruz helikopteri kullanmakta ustalaşmış, topçu subayı olarak görev yapmıştır. Prens Harry görevli olduğu birlik Taliban baskınına uğramış prens Harry bizzat çatışmada rol almıştır.
Kral veya kraliçe evladını askerlikten muaf tutup oğlunu taşımacılıkta ticari zeka olarak rol almasını uçakcık filosu kurmasını istemez.
Ya da evlatlarının ticarete atılmasını iktidar saltanat nimetlerini kullanıp paraya para demeyip biz paraya ne diyelim diye evlatlarının düşüncelere düşmesini istemez.
Cinsel taciz ile suçlanan oğlu prens Andrew olunca onun sıradan biri gibi yargılanması için ordu içinde olan görevinden alıp oğlunun apoletlerini söker.
Kalkıp ingiltere'nin birliğini bozmak isteyen dış mihrakların işi demez.
Diyeceğim; sağlam bir devlet yönetimi, ehil bir bürokrasi, yetişkin bir burjuva sınıfı, liyakatli bir atama olunca yasaları koyan da uygulayan da uymak zorunda olan da etik ve ahlâk değerlere sahip ise o toplum da rejim sistemin adı ne olduğu önemli değil.
Anayasası olmasa da olur.
