milliyetci zirvalarin tekrarlanmasi ile karsi cikilan onerme.
misal, canakkale'de batan 'hms triumph' ve 'hms majestic' ingilterenin en guclu iki donanma gemisi imis oyle mi? kimden nasil ciktigini bilmedigim bu yalanlar, tarihimizi yuceltmiyor, bizi komik duruma dusuruyor ancak.
bilmeyenler icin bilgi: bu 2 gemiden majestic 1895, triumph ise 1903 tarihinde suya inmistir. Ve 1906 yilinda devrimci bir tasarimla ortaya Dreadnought tabir edilen savas gemisi tasarimi cikinca, bu gemiler bir anda atil ve 2. sinif kalmislardir. Zaten ingilizlerin esas gemileri alman donanmasi pesindeyken, bu eski model atil gemilerden baska canakkale'ye ayiracak gemisi de yoktur ingiliz amirallerinin.
türkiye aslında bu dünyada ve zamanda yer almayan bir ülke. paralel bir evrende. ülkeye laf sokmaya çalışan da bilgisiz ve cahil, ülkesini savunmaya çalışan da apayrı bir cahil. hepsi aptal aynı zamanda.
ciddi ciddi, çanakkale savaşını kurtuluş savaşının bir parçası sanan gerizekalıların olduğu bir ülkede yaşamaktan nasıl keyif alıyorum anlatamam.
çanakkale savaşı 1915de oldu. kurtuluş savaşı 1922 de. arada 7 yıl var.
çanakkale savaşıi osmanlı imparatorluğunu savunmak için yapıldı.
kurtuluş savaşı osmanlıdan kalanları toplayıp yeni bir devlet kurmak için yapıldı.
komplo teorisidir. zira anlasmalarin "gizli" ve "bilinmeyen" oldugu iddiasi vardir. sadece "gizli" olup da "bilinir" olsa; mesela iki devletin gizli bir antlasma yaptigi biliniyorsa ancak antlasmanin icerigi bilinmiyorsa bu bir "gizli antlasma"dir. ustelik "gizli" antlasmalar daima bulundugu donemi, o zamanin hukumetlerini kapsar. eger devam ettirilecekse gelecek hukumetlerin tekrar olayi incelemeleri gerekir. buradaki iddia bu kapsama bile girmez, cunku biraz once soyledigimiz gibi, "gizli" olmasinin otesinde bir de "bilinmez" olmasi soz konusudur, kimseler duymamistir, hakkinda bir delil yoktur. diyelim bu "bilinmezlik" statusunu bir dakika icin bir kenara biraktik ve sadece "gizlilik" ozelligine dikkat ettik. o zaman da ismet inonu'nun ya da cumhuriyeti kuran kadronun suclanmasi mumkun degildir. cunku kurucu kadro diyelim ki donemi itibari ile boyle bir antlasma imzalamis olsun -bakin, "diyelim" diyorum, mesela yani-; isbu onlardan sonra gelen Tc hukumetlerinin ve ingiliz hukumetlerinin de bu antlasmayi tekrar tekrar onaylamasi gerekmektedir. o zamandan bu gune araya giren ikinci dunya savasi, soguk savas, dunya capinda olan devrimler, turkiye de olan darbeler, soguk savasin bitmesi, amerikan etkinligi gibi konular dusunuldugunde; eger her iki hukumette bu donemler ve olaylar ustu bir gizli antlasmayi tum yirminci yuzyil ve yirmibirinci yuzyil basi itirabari ile israrla devam ettirebilmislerse, zaten her ikisi de ayri ayri takdire sayan devletlerdir, bu derece saglam bir birliktelikleri oldugu icin takdir ve tebrik edilmelidirler.
bir komplo teorisini komplo teorisi yapan bir baska vaziyet ise onun gercek olaylara "ragmen", gercek olaylarla "tezat" teskil eden bir gorunum sunmasindan dolayidir. neden "kennedy suikastini amerika yapti" demek komplodur, cunku amerika'nin sovyetler'e karsi kuba krizinden basari ile cikmis, soguk savasta tum dunyanin gozunun icine baktigi en populer baskanini kendi kendisine ortadan kaldiracak bir mantiksizlik ile hareket edecegini dusunmek "gercek" ile bagdasmaz da onun icin. De ki amerikan dusmanlari oldurdu, de ki sovyetler oldurdu, de ki delinin biri oldurdu; ama amerikan devleti kendi icinde bunu yapti dedin mi bir takim gercekleri gormuyorsun, goremiyorsun demektir.
konumuza donersek; lozan imzalanmis 1923 de... hadi kurtulus savasini gectik; daha 8 sene once ingiliz ile osmanli cok feci birbirlerine girmis, ceyrek milyon insan olmus canakkale'de. ingiliz kibris'i ilhak etmis. hadi bunlar osmanli zamaninda oldu diyecek olanlar; ingiliz bir kac sene sonra savasa girecegi nazi almanya'sina 1930'larin basinda basbakanini gondermis, hem de hitler'in ayagina, hem de her turlu elestiri ve kinamaya ragmen, sirf savas cikmasin umuduyla. o derece aciz yani. hadi bu da kesmedi ingiliz'in acizlik durumuna; 1938'de; yani su "gizli" oldugu iddia edilen antlasmalardan sadece 15 yil sonra hatay turkiye'ye katildi; bu da mi vardi o gizli antlasmalarda? belki musul ve kerkuk'un de cumhuriyet'in 100uncu yildonumunde turkiye'ye katilacagina da karar verildi bu gizli antlasmalarda, oyle mi? bilemeyecegiz; "gizli" ve "bilinmez" cunku, yine de her nasilsa her gelen hukumet tipki anitkabir defterini imzalar gibi donup donup bu antlasmayi imzaliyor demek ki... yok oyle bir sey; "biliyorum yok" diyebilecegim icin demiyorum bunu, "olamaz" diyebildigim icin biliyorum.
"kurnazlikta asmis yahudiler" o vakitlerde israil'i ancak imkansiz bir hayal olarak dusunuyorlardi; henuz hitler soykiriminda veya stalin baskisinda katledilmemisler, yasadiklari ulkelerin normal vatandaslari olduklarini zannediyorlardi. dolayisiyla orta dogu'nun haritasi ile mesgul olacak kadar buralar ile iliskileri yoktu, gucleri olmasini hayal etmek bir tarafa. desek ki bugun orta dogu'da bir devlet kurulacak olsa israil buna bir sekilde taraf olur; bu dogru olabilir, hatta stratejik bir gereklilik geregi beklenen bir seydir. ancak birinci dunya savasi sonrasi boyle bir yahudi/israil gucu henuz yok. turkler'in yahudiler ile olan iliskileri ne olmus olursa olsun, o yahudiler bugunku yahudiler degildi.
turkiye'nin petrol reservleri, arabistan'in petrol rezervleri, kuzey denizinde ki petrol rezervleri yarinin dunyasi icin, cok da uzak degil bu yarin, 25 ile 30 sene arasi, artik dunyanin hic bir ihtiyacina cevap veremeyecek kadar anlamsiz kalacaktir. tum dunyada nerede ne kadar rezerv var, uydular bunlarin olcumlerini yapmistir, ve bir yerde ise yarar petrol olsa hic bir akilli "aman sakin cikarmayin" diyecek lukse sahip degildir. ingiliz izin vermese orada amerika ingiliz'i ipleyecek degildir. yada rusya ve cin tipki iran'a yaptiklari destegi turkiye'den sirf "sizin ingilizler'le gizli antlasmaniz varmis, saygilar" diye esirgeyecek de degildir. bunlarin hepsinin otesinde, bin yil yetecek petrol olsa bile dunya gezegeninin petrol yakip atmosferi karbondiyoksit ile doldurma siniri tamamlanmistir, insanlar bu isten hizla kurtulmanin yolunu aramaktadirlar. petrol bin sene once ne degerde ise onumuzdeki on bes yirmi yil icinde ayni degere gelebilir; yani ise yaramaz -yarar da yaramaz- bir zift...
komplo teorisinin de bir adabi vardir, tipki camur atmanin ve iskembeden sallamanin da bir usulu olmasi gibi. olmayan gizli antlasmalar hayal etmek yerine, zaten onumuzde hic de gizli olmayan antlasmalari gormeye calismak saniyorum daha zor geliyor insanlara. bakin bahsi gecen lozan antlasmasinin her yerde bulup okuyabileceginiz 26inci maddesi ozetle ne der: "turkiye cumhuriyeti kibris adasi'nda herhangi bir hak talep etmemektedir, bu adayi birlesik kralligin topragi olarak tanir". ama boyle seyler turkiye'de insanlarin gozunden kasten kacirilir. siz olani gorun de, olmaya seyleri uydurmak eksik kalsin. fesuphanallah ya...
ben de ingilizlerin istediğini aldığı için bizimle savaşmaya gerek görmediği kanaatindeyim.ama yunanistana yardım etti mi etmedi mi orası ayrı bir konu. zira ingiliz uçaklarının uzerine yunan bayragı yapıştırılıp uçurttukları gibi bi söylenti vardır kurtuluş savaşı yıllarında.
fakat başlık bir şeyi çok net göstermiştir ki: sözlük yazarlarının bir kısmı türk tarihini bilmiyor, bilmediği gibi de kafadan yorumluyor. konu şu: çanakkale savaşı i. dünya savaşının bir parçasıdır, kurtuluş savaşının değil. i. dunya savaşı yıllarında osmanlı bilfiil savaşıyordu ve ingiltere ve fransa, osmanlıyı savaşın dışına itebilmek ve aynı zamanda ihtilal ile kaybetmek üzere oldukları rusya gibi büyük bi ortaklarını kurtarmayı amaçlıyorlardı. fakat kurtuluş savaşı yıllarına bakacak olursak; i. dünya savaşı bitmiş, rusyada rejim değişmiş ve ingiltere istediğini elde etmiş bir durumdadır. çanakkale savaşları ve kurtuluş savaşını birbirine karıştırıp, birilerine cevap vermeyi amaçlarken gülünç duruma düşen yazar arkadaşlarıma saygılarla...
kurtuluş savaşında ve çanakkalede düşmanla çarpışan atalarımıza yapılmış bir saygısızlıktan başka bir şey değildir. ingiltere ve diğer devletler atalarımızın müthiş mücadelesini görmeseler nah giderlerdi ülkemizden. atalarımıza sonsuz teşekkür. ruhları şad olsun.
tarih bilgisinden yoksun kişilerin söyleyebileceği bir sözdür.
dünya siyasi tarihine bakın. dünya veya avrupa düzeni sürekli antlaşmalarla, sözleşmelerle sağlanmıştır ve bir ülke bu antlaşmaların üstüne çıkıp aykırı şekilde hareket edemez. ederse ne olur? (bkz: almanya)
bu bilgilerin ışığında ingiltere'nin kafasına göre, "bunlar kurtuluş savaşını kazansın, başlatsın." deme veya dememe şansı yoktur.
zamanında wilson kanunları vardı ve orada, "ülkelerin kendi kaderlerini belirleme hakkı." diye bir madde vardı ve buna sadık kalıyordu ülkeler. ingiltere'nin böyle bir duruma düşme olasılığı yoktur. malumunuz türkiye küçük bir coğrafya değildir ve öyle kafasına göre bir ülkenin kararlarıyla ne olacağı belirlenmez.
gel gelelim kurtuluş savaşı'nın başlamasına. ingiltere izin vermese başlanmazdı falan denmiş. var mı bundan daha salakça bir söylem? tarih bilmiyorsunuz diyoruz da boşuna demiyoruz ki. çıkıyor 3-5 velet ortaya atıyorlar argümansız, soluksuz cümleleri.
bahsettiğim düzen sağlayıcı antlaşmalara göre hareket ediyor ülkeler. ingiltere'de o dönemde osmanlı yönetimine şöyle söylemişti,
"karadeniz'de rum köyleri basılıyor, yakılıyor. buna engel olmazsanız antlaşmalar gereğince karadenize girip olayları biz bastırırız." bu kısaca, "sizi işgal ederiz." demektir. ayrıca işin garip tarafı karadeniz'de böyle olayların olmamasıdır. ingiltere'nin bu yalanı sebep gösterip işgale hazırlanması apaçık bir sonuçtur.
osmanlı devleti'de eli kolu bağlı olmayan olaylara çözüm bulsun diye bir paşa göndermek zorundaydı oraya. o dönemde de istanbulda 3 paşa vardı.
1. paşa enver paşa'dır ve kendisi dönemin genelkurmay başkanıdır. takdir edersiniz ki genelkurmay başkanı bu göreve gönderilemez.
2. paşa enver paşa'nın yardımcısıdır ve o da takdir edersiniz ki gönderilemez.
3. paşa ise mustafa kemal atatürk'tür. mustafa kemal o dönem gidebilecek tek paşadır. anti parantez takma isimlerle yazdığı yazılarla ve sürekli osmanlı hülümet karşıtı hareketleriyle ingiltere'yi ve osmanlı hükümeti'ni rahatsız etmektedir. bu sebeple msutafa kemal gitmesi en uygun kişidir samsun'a.
mustafa kemal bunu bir fırsat olarak değerlendirip samsun'a gitmiştir. bu noktada şuna da açıklık getirelim.
yok efendim vahdettin atatürk'ü gönderdi ülkeyi kurtar diye. yok böyle birşey. salak uydurması bunlar. atatürk bahsettiğim sebeplerden oraya gitti. diyelim ki ülke kurtar dendi ve gitti. madem ülke kurtar dendi ve gönderildi mustafa kemal'e neden maddi destek sağlanmadı. bandırma gemisinde 6 kişiler ve 6 sında sadece birer silah var ve paraları da sadece kendilerine yetecek şekilde.
bu noktada mustafa kemal atatürk'ün dehası konuşulmalıdır ve kurtuluş tarihleri incelenmelidir.
sözün özü, "ingiltere isteseydi bıy bıy" salaklığından vazgeçin ve küçülmeyin. işin özü budur. mustafa kemal bu ülkeyi sınırlı imkanlarla, dehasıyla, azmiyle, vatan sevgisiyle kurtarmıştır. ne ingiltere'nin ne yahudilerin en ufak parmağı yoktur bu olayda.
o güzel götünüzden 0 bilgiyle böyle sıçışlara izin vermeyin lütfen.
beyin uzvu haricindeki başka bir uzuvla tarih yorumlamaktır. ya tarih bilinmiyor hiç okunmamış ya da gerçekten buna inanacak kadar salak olmak gerekiyor. ingiltere o dönemde yunan ordusunu sonuna kadar desteklemiş, her türlü mühimmat desteğinde bulunmuş buna rağmen yunanlılar yenilmiş ve anadoludan atılmıştır. ingiltere'nin kontrolünde bugün anayurt topraklarından istanbul ve çevresi kalmıştır. ingilizlerin 2 seçeneği vardır ya savaşa devam etmek ya da savaşı bitirip müzakereyle geri dönmek. onlar ilk başta savaşa devam etmek istemişlerdir fakat yoğun kamuoyu baskısı yüzünden ve sonunda ingiliz başbakan lloyd george'un istifasından dolayı savaştan vazgeçilmiştir.
Takozun birinin hoca efendisinden duyduğu, ilginç şekilde inandığı ve ciddi ciddi ortaya attığı saçmalıktır, iddia bile denemez.
ikinci Dünya Savaşı'nı da aslında almanya kazanıyordu da ingiltere "biz kazanmış olalım, o kadar masraf ettik!" dediği için bırakmış. Hitler de ölmedi, bu yaz Bodrum'a Jetski yapmaya gelecek. Amerika Irak'a girmedi. Aslında Irak Amerika'ya girdi ama Amerika'nın ve Irak'ın çıkarlarına dokunduğu için medyaya tam tersi gibi duyuruldu.
kurtuluş savaşına alenen bok atıp, sonrasında "ben zekice mesajlar vermiştim aslında o yazımda, anlayan anladı; siz salaksınız anlamadınız" diyerek komikleşen bir yazarın açtığı başlıktır. o yüzden dikkate alınmamalıdır. herkes aptal bir sen zeki değil mi?
türklerin başarısını küçültmeye yönelik bir önerme. ingiltere bir noktadan sonra yunan ordusuna verdiği desteği azaltmıştır ama bu belirleyici ve/veya tek sebep değildir. türk halkı çok zor şartlarda bir kurtuluş mücadelesi yapmıştır ve kazanmıştır. tamam detaylarını olumlu olumsuz bilmek güzeldir, lazımdır, ama detaylar bu gerçeği ortadan kaldırmaz.
efendim savaş sonrası ekonomik kriz çıkmıştır,ingiltere ve müttefiki ülkelerin halkları artık bu yükü kaldıramayacak durumda oldukları için savaşa devam etmeye * götleri yememiştir.sadece bu durum bile bir kazanma durumu gösterir ki bizim o halimizle savaşa devam edebilmişizdir.
(bkz: ingiltere istediği için 2 gün sonra 23nisan)
atatürk'ün kemiklerini geçtim lan dedenin kemikleri sızladı be. el insaf elini vicdanına filan koy, hayır parçaları birleştir madem istedi yendik peki sonra niye musulu alabilmek için şeyh sait ayaklanması gibi ucuz numaralara gitti. hadi bir düşün ya yani azıcık düşün sonra inan neye inancaksan.
böyle b.. atmaları çok duyduk ve duyacagızda ama yeri geldiginde 11 çocugunu şehit verip vatan sagolsun diyebilen bi millete böyle b.. atmalar ayıptır, günahtır.
düzgün bi şekilde ifade edilememiş olsa da inanmamak elde değil.
acaip zoruma gidiyor, gururuma dokunuyor bunları yazmak, dile getirmek ama maalesef mantığım bunları söylüyor.
hatırlayın ilkokuldaki anadolu'nun işgali haritasını. italyanlar bi yerden, ingilizler bi yerden yunanlar bi yerden girmiş memlekete. dahası doğu cephesi ve ruslar var. bu kadar da değil, bi de yerli çeteciler var.
peki bu şartlar altında elinde silahı bile kalmamış bir millet kazma kürek ile hangi savaşı nasıl kazandı anlatabilecek var mı?
onu da boşverin. osmanlı'yı bölmek dağıtmak isteyen avrupa çanakkale'de, batı cephesinde yenildi diye, izmir'de yenildi diye ''boşver olm, evimize dönelim'' deyip geri mi döndü. hem de istanbul ve izmir bilfiil işgal edilmiş, ordu ve tersaneler dağıtılmış, silahlar toplanmışken.
şimdi o kadar devlet koskoca 1. dünya savaşını balkan ülkelerine özgürlük sağlamak için mi yaptı? bu muydu yani amaç?
ben bu gizli andlaşmalara sonuna kadar inanıyorum. hatta süresinin dolmak üzere olduğuna da inanıyorum. amerika'nın türkiye üzerinde bu kadar iştahlı olmasının sebebi, birçok önemli ekonomistin gelecek 10 yılın en önemli ekonomilerinin başına türkiye'yi koymalarının sebebi hep bu gizli andlaşmaların sürelerinin dolmak üzere olması olabilir mesela.
kurtlar vadisi pusu tipi, ''amerika bizim tanrımızdır, onlar olmadan adım atamayız'' mantığını gönlüm ne kadar reddetse de mantığım kabul ediyor. allah kahretsin!