"Eşcinselliğe ilişkin diğer bir yanlış inanç da daha yeni ortaya çıkmaya başladığıdır. Aslında, günümüzde giderek artan oranda eşcinsel, geçmişe kıyasla cinsel kimliğini daha kolay açıklayabiliyorsa da, on yedinci yüzyıldan itibaren insanlar kendilerini eşcinsel olarak adlandırmaya başladılar. O tarihte, kente denizcilerin doluşmasına yol açan modern ingiliz donanmasının doğuşuna bağlı olarak özellikle Londra'da bir eşcinsel alt kültürü ortaya çıkmaya başladı.
Londra'daki eşcinsel kulüplerine gitmek istemeyen ingilizler, on sekizinci yüzyıldan itibaren, kıta Avrupa'sındaki benzer kulüplerde eğlenebiliyordu. Tarihçiler Fransa, Hollanda, Almanya ve italya'da homo-erotik kulüp adı verilen yerler buldular. Görünüşe bakılırsa ingiliz eşcinseller kendi ülkelerinden ziyade Avrupa'daki bir eşcinsel kulübe gitmenin daha az risk yarattığını düşünüyordu. Büyük Avrupa turunun büyük olarak adlandırılmasının nedenlerinden biri de ingilizlerin cinsel isteklerini Avrupa'da ingiltere'ye kıyasla daha kolay doyurabilmeleriydi. Eşcinsel olanlar kadar olmayanlar için de geçerliydi bu durum.
Aslında, eşcinsellik antik Yuna-Roma dönemlerine kıyasla günümüzde daha rahat yaşanıyor. Ama Avrupa'nın en önemli tarihsel kişilerinden bazıları açıkça eşcinseldi. ingiltere'de Aslan Yürekli Richard ve II. Edward her açıdan tam bir eşcinseldi, en azından kendi çevrelerinde. Fransız I. Philip de öyle. Hatta aşığını kardinal olarak bile atadı Philip. (Papa II. Urban'ın bu ilişkiden haberdar olduğu söylenir.)"
-bir eşcinsel sitesinden alıntıdır. alana kadar canım çıktı. ha şimdi biri geldi gelecek derken kan ter içinde kaldım.-
yüzlerce iyi müzik grubunun yanısıra, dünyanın dört bir tarafında onlarca ezilmiş, sömürülmüş halk, bozulmuş ahlak yapısı, ekmek arası patates * fish and chips, gibi salak yemekler, absürd bir mizah anlayışı, her yere uzatılabilen bir dil ve sahil yörelerinde bira kutuları gibi bir çok gereği tartışılacak kazanç sağlamışlardır.