rte gerekirse 5 yıl avrupa'ya gitmeyiz dedi. ardından demirören onu destekleyeci bir açıklama yaptı. acaba bu kadar rahat olmalarının sebebi ne? saha raporları temiz, mahkeme süreci devam eden bir dava da uefa'ya sen ne hakla almıyorsun? ilk sportif kurullarımız karar versin. sonra cezalı varsa onu avrupa'ya almayın diyemedi mi? zaten ülkenin ceza alması tam komedi olur. dünya'da olmamış bir şey türkiye'de de olamaz. bunu aşılamaya çalışanlar kendilerini komik duruma düşürüyor. yoksa belli planlar doğrultusunda kendileri mi gitmek istemiyor avrupa'ya? bir başbakan 'özerk futbol'a nasıl bu kadar karışabilir? devam eden bir davada nasıl yorum yapabilir? biri de anlatsın. açıkça söyleyebilirim ki gs adnan polat'ı göndererek bjk de sessiz sedasız teslim oldu büyük güçlere. sırada dominonun son taşı fenerbahçe var.onu da başbakanın 'kişi ve kurumlar' ayrılsın sölerinden anlayabiliriz. yani aziz yıldırım'a ceza verip, başkanlık bizim adamlara demek. sonra da muhteşem üçlüyü tamamla. devamında taraftarın gazını almak için yıldız transferler vs. hazır balkan ligleri de kurulmuşken. rantın kendi elinde olacağı yeni proje olamaz mı? ayrıca bu da 18 kasımlı bir haber.http://spor.milliyet.com.....2011/1464563/default.htm
bekleyip görelim bakalım...
ahlak konusundan irdelenmesi gereken sözdür. şike yapıldığını kabul etmektir.
bu sözün asıl sahibi meşhur ingiliz başbakanı demir lady lakablı margaret thatcher dir.
hesaplar yapılmış kararlar alınmış yapılacak bir şey yok digitürk iptal edilecek seneye sadece la liga ve şampiyonlar ligi izlenecek. artık galatasaray filan da akıllı olsun ne yapacaksın muslera'yla 5 sene avrupaya gitmeyip satın kurtulun. melo'yu almanın mantığı yok zaten, kayseri amrabat'ı göndersin yurt dışına çocuğa yazık. bjk'nin portekizlileri zaten giderler. artık 3. sınıf futbolcularla süper bir ligimiz olur 5 sene. malum sportoto süperlig'in çekiciliği premier league'in milyonlarca kat altında.
örnek gösterilen ingiltere bu olayı ört bas aracı olarak görmemiştir. thatcher "bizim hayvanlara avrupa fazla" demiş ve taraftarlara çeki düzen vermek için kendi ülkesini cezalandırmıştır. bizim "demir rte ve panpaları" ise "ya biz 5 sene insan içine çıkmayalım da unutulsun yeaa" demektedir. ligin amına koyulmuş kimin umurunda.
bazı takımların küme düşmemesi ya da ceza almaması için türk futbolunun katledilmesidir.
bu olayı önemsiz sayıp, ne olur diyenler, sadece avrupa kupalarına dahil olunduğunda alınan paralardan haberleri yoktur. avrupa'ya giden kulüplerin en büyük gelir kaynaklarına balta vurmaktır.
saçma sapan bir hadisedir. 5 sene avrupa'ya gidememek maddi açıdan takımlarımıza sıkıntı yaratacaktır ki 5 sene türk futbolundan bir haber yaşayacak avrupa'da, oyuncularımızın kendini sergileyeceği platform oluşmamasından dolayı, futboldaki başarı isteğimiz ve lejyoner futbolcularımızla övünmemizi sağlayacak durumlar ortadan kalkacaktır. evet ingiltere 5 sene gitmemiştir ve ilk gittiği yıl şampiyon olmuştur ama o ingiltere'dir, futbolda ekoldür.
- platini türkiyede.
- platini ve başbakan toplanıyor.
- başbakan "kişilerle kurumları ayırmak gerek" diyor.
- platini "haklısınız ama sistem bu şekilde işliyor" diyor.
- infantino "ceza davası ve sportif ceza farklıdır, tff bir an önce karar vermelidir, onlar bir karar vermezse o zaman devreye girebiliriz diyor"
- başbakan thatcher modelini örnek gösterip "onlarda 5 sene avrupaya gitmedi nooldu? daha iyi oldu" diyor.
- demirören "bak bende aynı şeyi söylemiştim gördünüz mü" diyor, diyebiliyor.
bu birbirine bağlı açıklamalar veya restleşmeler sonucunda sizce ne olacak? iş nereye gidiyor? veya neyin altyapısı hazırlanıyor?
işin en komik tarafı; hükümet 'a' dese önerge veren, anayasa mahkemesine giden, adeta körü körüne muhalefet yapan partilerin * sesi çıkmamaktadır. sonuçta onlarında seçmen kaygısı vardır ve kendilerince haklılardır.
'' adaletsizlik karşısında sessiz kalan, dilsiz şeytandır '' diyen de bu başbakan, '' 5 sene avrupa'ya gitmesek ne olur ? '' diyerek, suçsuz olan kulüplerin hakkına tecavüzün yolunu açıp, tff'ye yol gösteren de bu başbakan.
bu ne bir ekonomik sorundur, ne de bir sportif başarı sorunu.
bu sadece ahlak ile ilgili bir durum.
bazı ahlaksız adamlar yüzünden bir toplumun tamamı ;
"evet biz hepimiz ahlaksısız, ve biz sizin seviyenizde olmayı haketmiyoruz. çünkü biz medeni bir ülke olmak yerine ahlaksız insanların kıçlarını kutarmayı tercih ediyoruz." şeklinde bir mesaj vermiş olacak.
böyle bir karar eğer alınırsa eğer inglizlerin üzerine yapışan holigan kelimesini hiç kimse nasıl unutmadıysa, türklerin üzerine yapışacak olan "ahlaksız", "şikeci" sıfatlarını da hiç kimse unutmayacaktır.
ben şahsen hakkımı helal etmiyorum.
adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun... Mevlana
fenerbahçe, bursaspor ve gençlerbirliği taraftarlarını herkesten fazla ilgilendiren durum. zira diğerleri 2014 itibari ile zaten ffp doğrultusunda alınmayacaklardır.
her noktada ülkesinin reklamını (reklamın kötüsü tabi) eden bir başbakana olmamış bir harekettir bu. madem avrupa'yı bu kadar küçük görüyorsun vazgeç ab sevdasından bıyığına yandığım...
Finansal Fair Play kuralı yüzünden (Ne yazık ki!!!!) Fenerbahçe dışındaki diğer takımların gidememesini maskeleyip, hem diğer takımlara nefes aldırmak ve Fenerbahçe ile diğerleri arasındaki finansal ve kalite farkının açılmasına mani olmak, hem de diğer takımları (bkz: beşiktaş) (bkz: galatasaray) (bkz: trabzonspor) Katarlı petrol zenginlerine peşkeş çekebilme çalışmasının ne yazık ki tezahürüdür.
bir siyasi olarak bu konuya bu kadar girip tuttuğu takımı savunur tarzda konuşması başbakana yakışan şeyler değil. 5 sene avrupa'ya gitmesen şikeyle ilgisi olmayan takımları da cezalandırmış olursun, peki bu adil mi? sahaya yansımış mı gibi ifadeler doğru değil sonuçta böyle şeylere karşı tavizsiz olmak lazım.