Altyazili film izleyin kesinlikle (bkz: dublaj sevmemek), şarkı sözlerini ezberleyebilirsiniz. Yine de olmadı mı başlangıç seviyesinde ingilizce kitap al oku.
bol bol ingilizce şeyler dinleyin. dizi izleyin. müzik dinleyin lyrics'lerine bakarak. ya da buraya girip ilgi alanınıza göre konferanslar dinleyin. http://www.ted.com/
büyük puntolu hatta resimleri olan küçük kitaplar okuyabilir onları sözlük yardımıyla anlamaya calisabilirsiniz. Küçük hikayeler karşılıklı konuşma metinleri de çok işe yarar.
eğitici şarkılar var mesela şunlar gibi "islamın şartı beşşşşştirrrr beşşşşştiiiir beşşşştirrrr 1-zekat vermek 2- oruç tutmak 3-hacca gitmek 4-namaz kılmak 5-kelime-i şehadet getirmek
sadece altyazılı dizi/film izleyerek veya şarkı dinleyerek olmaz o iş. konuşmanız lazım. sadece native speaker öğretmenlerle konuşmak için bile dil kurslarına para verebilirsiniz, verdiğiniz paraya değecektir.
ingilizce hikaye kitapları okumaya başlayın ve bol bol kelime ezerleyin bu konuda belirli bir seviyeye geldikten sonra yai grammer kitabında yazanları anlayabilecek seviyeye geldikten sonra da grammer çalışın bunların yanı sıra ingilizce altyazılı mümkünse oyuncuların yavaş konuştuğu dizi veya filmleri izlemeye başlayın.
ilk olarak Breaking Bad altazılı izlendikten sonra daha sonra The Sopranos altyazılı olarak izlenmeli. daha sonra herhangi bir dizi zevkli gelmeyeceğinden dolayı "best scenes of Breaking Bad/The sopranos" felan izlerseniz ingilizce C1 degree vatana millete hayırlı olsun.
dünyanın en kolay dili olduğunu düşünün ve gerçekten öğrenmek isteyin. bunu yaptığınızda aslında hayatınızda ne kadar fazla ingilizceyle alakalı şeyler olduğunun farkina varıp iyice gaza geleceksiniz. en azından telefonunuzu ingilizce kullanmaya başlasanız bile en az 15 20 kelimeyi çoktan bildiğinizin farkına varacaksınız. izmirde olan varsa seve seve yardım ederim.
arkadaşım öncelikle benim ingilizcem kötü diyebilmelisin. o eksikliği kendine sürekli hatırlatmalısın. eğer tavsiyeme kulak veriyorsan yapacağın ilk iş türkçe dil bilgisine hakim olmaktır .iyi çalışmalar.
sınavlardan geçmek için değil eğlencesine öğrenmeye çalışın. dünyayı gezme hayalinizden kaynaklansın mesela.
sözcük dağarcığınızı genişletin, gerisi gelir.
ingilizce kitap okumaktır. stage 1 kitaplar bu iş için uygundur. alacaksın yanına bir de redhouse, oh mis. ama elektronik sözlük veya internetteki sözlükler olmaz. redhouse olmak zorunda. buradaki espri, anlamını aradığın kelimeyi ararken, başka kelimeleri görüp göz aşinalığı oluşmasıdır. şaka değil. dikkate alınız.
daha sonra lisedeki dönem ödevleri gibi, okuduğunuz kitapların özetini yine ingilizce olarak yazın. bilgisayara değil, kağıt kalemle yazın. yorumunuzu katın, değerlendirme yapın. bu da yazım dilinizi geliştirecektir. ilerleyen safhalarda, stage 2, 3, 4 derken simple present, past, perfect gibi mevzuları da görecek ve çekimleri öğreneceksiniz. zor geliyorsa basitçe anlatılan grammer cd'leri yardımcı olacaktır.
geldik en zor kısma; konuşma... bunun için mecburen ya ingilizcesi iyi ama bilmeyenle dalga geçmeyecek bir arkadaşa, ya da güney tatil yörelerinde bir turist bulmaya ihtiyaç vardır. "ingilizcemi geliştirmek istiyorum, biraz sohbet etsek" derseniz hiç biri sizi geri çevirmeyecektir. mevzuyu yanlış anlayıp "let's go to my room" demezseniz tabii *
çok basit aslında devir değişti önceki kadar zor değil elimizin altında o kadar çok imkan varki kullanmasını bilen ingilizceyide öğrenir fransızcayıda.