işin komik tarafı buraya "expert" seviyede ingilizce biliyormuş gibi sağa sola tavsiye verenlerin aslında beginner seviyeden hallice olduklarıdır.
adama bak sanki akademik konuşuyor gibi "ya öğenin ya da konuşmaya çalışmayın" demesi ne kadar acıklı?
sizce bunu söyleyen birinin gerçekten ingilizcesi iyi olabilir mi?
pezevenk beyaz saray'ın sözcüsü gibi sanki.
ha bir de şey var. alt yazılı filmler dizi izleyin diyor.
olum adamın ingilizce telaffuzlara kulak aşinalığı yoksa söylenen şey ile alt yazıdaki karşılığını eşleştirmesi çok zordur.
ciddi pratik isteyen bir iştir.
o yüzden direkt mal gibi "alt yazılı izleyin" gibi tavsiyelere kulak asmamakta fayda var..
gerçi bu sözlükteki hiçbir tavsiyeyi sikinize takmayın.
alayı geri zekalı bunların gerçekten ha.
Yabancı dizi, film izleyin.. Tabii dublaj ile değil altyazı ile. Anlayışınızı geliştirmek için voscreen kullanın. kelime kurmayı geliştirmek için cleverbot kullanın. grammer'e fazla takılmayın, bende çok kasardım ama yurtdışına gidince pek sıkıntı olmadı, garsona sen ha ı want water demişsin ha want water demişsin ha ı need water demişsin, adam takmıyor, derdini anlayıp getiriyor suyunu. Ama en önemlisi anlamak, anlamayı geliştirmek içinde voscreen zaten 10 kişiyle falan konuşunca açılıyorsun, o unutkanlık kalmıyor merak etme, ama kendimden biliyorum. Bi yurtdışı görmeden o talking g.e.l.i.ş.m.e.z.
Bilmemek ayıp değil ama ya öğrenin ya da konuşmaya çalışmayın bizde insanız. Dinlediğim şarkılara cool olmak için eşlik etmeye çalışan bir kaç arkadaşım var... Çok gülünç.
ben kursa gittim ama hala ingilizcem kötü pratik yapmam gerekiyor diyorsanız ingilizce kitaplar okuyun. öyle kalın roman değil. basitlerden başlayın. onlar bitince yavaş yavaş kalınlaştırıp zorlaştırın. ciddi anlamda bir romanı ingilizce okuyabildiğiniz gün ingilizce biliyorsunuz demektir.
Altyazılı yabancı kanallar izleyin.öyle oturun izleyin kurslara sakın ha para yedirmeyin.eğer yurtdışına çıkacaksanız zaten orada yeni doğmuş bebek gibi oluyorsunuz fazla kasmayın.
bol bol kitap okumaya çalışın, kendi seviyenize göre olandan başlayın ve kendinizi zorlayarak okumaya devam edin.
sürekli yabancı müzik dinleyin, kulak dolgunluğunuz muazzam bir seviyeye geliyor bir zaman sonra.
ingilizce-türkçe sözlükten ziyade yapabiliyorsanız ingilizce-ingilizce sözlük kullanın, kelime ezberinde daha faydalı olur.
pratik kardeşim pratik. bu işin özünde pratik yapmak var. dil nankördür konuşmazsan unutursun. pratik yaparsan hem telaffuzun hem aksanın düzelir. bilmediğin kelimeleri daha sık duyar anlamını öğrenmen daha da kolaylaşır. tabi iyi bir gramer altyapının üzerine yapılmalıdır bu pratik süreç.
anlamasanız bile dizi/filmleri altyazısız ve ingilizce olarak izleyin, obama, steve jobs vs. speech'lerini dinleyin. bol bol ingilizce kitap okuyun ve okurken bilmediğiniz her kelimenin anlamına bakmayın, cümleden çıkarmaya çalışın. aynanın karşısında konuşma egzersizleri yapın. her gün bilmediğiniz 5 kelime öğrenin, fazla kasmaya gerek yok kelime hususunda. son olarak ise aksan için dinlediğiniz konuşmayı duraklatıp kelimeleri söylenene en yakın biçimde telafuz etmeye çalışın. bu sayede kısa sürede çok yol alınabilir.
not: grammar önemli değildir ilk aşamada eğer sınav tarzı birşey için lazım değilse, zaten sonradan kulak aşinalığı olduğu için kendiliğinden düzelecektir.
kitap yerine konuşma kılavuzu okuyun, birkaç konuşma kılavuzundan sonra kitapları ingilizce olarak okumaya başlayın, filmleri tr altyazılı izleyin ve yazıları zorlandığınız yerlerde okuyun, bir filmi altyazılı izledikten sonra altyazısız olarak tekrardan izleyin bayağı geliştiriyor. tabi en güzeli ingiltere veya Amerika'da birkaç ay kalıp pratik yaparak öğrenmektir ama herkesin öyle imkanı yok.
Konuşun, konuşmanız yanlış olsada konuşun. Başka türlü öğrenemezsiniz, yok fiil, yok sımple present tense gibi köklerle ve cümle yapılarıyla ilgilenmeyin. Facebook gibi sanal ortamlarda, yabancı arkadaş ekleyin, konuşun. Erkeklere tavsiyem kız ekleyin yabancı. Bizim türk kızları gibi mal değiller ve ekleyince selam verdiğinizde kimsin diye de sormazlar, çok samimidirler. Bu öğütümdür; konuş konuş konuş.