bu işin bir numaralı kuralı pratiktir. türk insanında acaba gülerler mi ? kafası sayesinde utancından ingilizce bilip konuşmayan, ay ben anlıyorum ama konuşamıyorum diyen gerçek bilmeyenler görmüş bünyem bu işi halletmek için kesinlikle bol miktarda pratik yapmanız yönünde. conversation gruplarında veya her gördüğünüz ingilizce bilenle konuşmak istediklerinizi ingilizce anlatmaya çalışın. hangi kurda olursanız olun öncelikle özgüven ve bu işi öğreniyorum ruh haline girmeniz lazım, telafuz kısmı sonraki iş öncelikle konuşmayı becermenin davasını güdün.
ingilizcem kötü deyip kestirip atmamaları. en güzel yöntem , yabancı bir dişi olup , bolca pratik yapmaktır. kötü ingilizce sempatik görünür, hatalar sevimli gelir .. bir de bakmışsın ki hem dilin hemde sevgilin olmuş. kaldırın kafalarınızı gramer kitaplarından ve en yakın sohbet sitesinden bir adet yabancı hatun edinin. hangi site söylemem.
android telefonu olanlar "duolingo" indirip pratik yapabilir. inanılmaz zevkli ve kesin işe yarar. Eğer istikrarlı şekilde yaparlar ise ingilizce altyapısını sağlam tutabilirler de.
Kötüyse eğer ingilizceniz mükemmel tavsiye vericem.
Konusmayın biri sorduğunda elin gavurunun dilini mi öğrenecem o benimkini öğrensin diyerek atar yapın.Emin olun bi daha kimse sormayacak sizin de ihtiyacınız kalmayacaktır.
ingilizce de her dil gibi bir kaç ögeden oluşur. reading, writing, listening, speaking gibi (bunlar genel geçer ögeleridir, artirilabilir). hangi kisimda kötüyseniz ona yüklenmeniz gerekir. mesela reading in kötü ise alacaksin eline ingilizce bir kitap baslayacaksin okumaya, yada gazete. anlamadigin her seyi arastiracaksin, bulup ögreneceksin ve sonra ne anladigini yazacaksin. writing in kötüyse, gireceksin forumlara 'academic writing', 'casual writing' gibi basliklarda belli basli kurallar aciklanir bunlari ögrenip deneyeceksin, bir gününü, bir anini, hayallerini yazacaksin ve ingilizce bilen bir arkadasina verip okutacaksin her seferinde. en net sekilde anlayana kadar senin yazdiklarini alistirmalara devam. listening kötü ise aban yabanci dizilere önce ingilizce altyazi, sonra altyazisiz izleyerek. diziyi %100 anlayana kadar seyret. speaking kötü ise basip gideceksin ingiltereye yada amerikaya, tek basina ve çok türk olmayan bir yere. cikacaksin sokaga gün geçireceksin(paran varsa tabi). yoksa uluslararasi üniversitelerin pano yada forumlarina ilan atacaksin 'benimle tandem dil ögrenmek isteyen var mi' diye, sen kendi türkçeni sunacaksin karsiliginda. tabi bunlar belirli noktalarda eksik olanlar için. eger hiç bilmiyorum diyorsan mecbur kurs. hatta yurtdisi yabanci dil okulu mümkünse. eger sadece sinavlar icin istiyorsaniz da, sinav odakli calisacaksiniz. oturup forumlari interneti okuyacaksiniz yada YDS, TOEFL kurslarina gideceksiniz. çünkü ingilizce bilmekle, ingilizce sinavindan yüksek alabilmek arasinda çok fark var. haa yok ben ingilizce biliyorum diyorsaniz zaten yine alacaginiz en düsük puan türkiye ortalamasinin üzeri olur. ama yüksek bir seyler hedefliyorsaniz sinav odakli çalismak sart. mesela ben TOEFL dan bir kac gün önce girdim forumlara vs arastirdim oturdum 2-3 test çözdüm nasil sorular cikar vs diye çaktim 108 i geçtim (IBT). giden 12 puan da speaking den gitti lanet. napican durumumuz yoktu yurt disina çikamamistim. haliyle konusmayi pratik etmeyince teorisini ögrenmen fayda etmiyor. KPDS ye de hic çalismadan girdim 75 üstü aldim. yetmedi tabi sonra oturdum 2 kitap karistirdim nasil soru cikar, internette gezindim hangi sorular nasil yapilir diye bir kaç test çözdüm pat 95 üstü (evet benim zamanimda YDS midir nedir o yoktu). anlayacaginiz emek lazim accuk. oturun sıkın disinizi ögrenmek istiyorsaniz. haydi hayirli olsun.
Tekniğini bilmiyorsunuz demek ki.Önemli olan kelime bilgisi,dil bilgisi filan işin matematiği.Hergün kelime ezberleyin.Telofonunuza ses kaydedip otobüste giderken filan dinleyebilirsiniz.ingilizce kitap da okuyun öncesinde türkçesini okuduğunuz bi kitabın ingilizcesini okumanız daha mantıklı.Bilmediğiniz kelimelerin anlamını öğrendikten kitabı tekrar okuyun.Ama kitabı okurken hemen bakmayın kelimelere cümle üzerinden tahmin yürütmeye çalışın.Altyazılı film izleyin bilmediğiniz kalıplar olacaktır zihninizde türkçesiyle beraber tutarsınız.Bu yöntemle aklımda kalan biçok kelime yada kalıp vardır.Telaffuzunuz kötü ise izlediğiniz dizideki cümleyi tekrar geri sararak okunuşu öğrenebilirsiniz.Çareler tükenmez yani.Birde dil öğrenme konusunda yeniyseniz mantıklı kelimeleri ezberleyin.Turistlerle konuşurken işinize yarayabilecekleri.Kızlara artistlik filan yaparsınız işte.Ortaokulda yok gördüğüm rüyalar filan abidik gubidik kelimeler ezberledik hayatımda bi kere kullanmadım.
çok basit aslında devir değişti önceki kadar zor değil elimizin altında o kadar çok imkan varki kullanmasını bilen ingilizceyide öğrenir fransızcayıda.
ingilizce kitap okumaktır. stage 1 kitaplar bu iş için uygundur. alacaksın yanına bir de redhouse, oh mis. ama elektronik sözlük veya internetteki sözlükler olmaz. redhouse olmak zorunda. buradaki espri, anlamını aradığın kelimeyi ararken, başka kelimeleri görüp göz aşinalığı oluşmasıdır. şaka değil. dikkate alınız.
daha sonra lisedeki dönem ödevleri gibi, okuduğunuz kitapların özetini yine ingilizce olarak yazın. bilgisayara değil, kağıt kalemle yazın. yorumunuzu katın, değerlendirme yapın. bu da yazım dilinizi geliştirecektir. ilerleyen safhalarda, stage 2, 3, 4 derken simple present, past, perfect gibi mevzuları da görecek ve çekimleri öğreneceksiniz. zor geliyorsa basitçe anlatılan grammer cd'leri yardımcı olacaktır.
geldik en zor kısma; konuşma... bunun için mecburen ya ingilizcesi iyi ama bilmeyenle dalga geçmeyecek bir arkadaşa, ya da güney tatil yörelerinde bir turist bulmaya ihtiyaç vardır. "ingilizcemi geliştirmek istiyorum, biraz sohbet etsek" derseniz hiç biri sizi geri çevirmeyecektir. mevzuyu yanlış anlayıp "let's go to my room" demezseniz tabii *
sınavlardan geçmek için değil eğlencesine öğrenmeye çalışın. dünyayı gezme hayalinizden kaynaklansın mesela.
sözcük dağarcığınızı genişletin, gerisi gelir.
arkadaşım öncelikle benim ingilizcem kötü diyebilmelisin. o eksikliği kendine sürekli hatırlatmalısın. eğer tavsiyeme kulak veriyorsan yapacağın ilk iş türkçe dil bilgisine hakim olmaktır .iyi çalışmalar.
dünyanın en kolay dili olduğunu düşünün ve gerçekten öğrenmek isteyin. bunu yaptığınızda aslında hayatınızda ne kadar fazla ingilizceyle alakalı şeyler olduğunun farkina varıp iyice gaza geleceksiniz. en azından telefonunuzu ingilizce kullanmaya başlasanız bile en az 15 20 kelimeyi çoktan bildiğinizin farkına varacaksınız. izmirde olan varsa seve seve yardım ederim.
ilk olarak Breaking Bad altazılı izlendikten sonra daha sonra The Sopranos altyazılı olarak izlenmeli. daha sonra herhangi bir dizi zevkli gelmeyeceğinden dolayı "best scenes of Breaking Bad/The sopranos" felan izlerseniz ingilizce C1 degree vatana millete hayırlı olsun.
ingilizce hikaye kitapları okumaya başlayın ve bol bol kelime ezerleyin bu konuda belirli bir seviyeye geldikten sonra yai grammer kitabında yazanları anlayabilecek seviyeye geldikten sonra da grammer çalışın bunların yanı sıra ingilizce altyazılı mümkünse oyuncuların yavaş konuştuğu dizi veya filmleri izlemeye başlayın.
sadece altyazılı dizi/film izleyerek veya şarkı dinleyerek olmaz o iş. konuşmanız lazım. sadece native speaker öğretmenlerle konuşmak için bile dil kurslarına para verebilirsiniz, verdiğiniz paraya değecektir.
eğitici şarkılar var mesela şunlar gibi "islamın şartı beşşşşştirrrr beşşşşştiiiir beşşşştirrrr 1-zekat vermek 2- oruç tutmak 3-hacca gitmek 4-namaz kılmak 5-kelime-i şehadet getirmek