bizim lisedeki ingilizce hocamız :
-Ben ODTÜ mezunuyum ! Siz normal hayatta yanımdan bile geçemezsiniz !!
(Elinde cuğarası kısa boyuyla dolmuşa binmek için yürürken görüldü ) .
yıllarca ingilizce görüp hala öğrenemediğim için destek verdiğim başlık abi ben kaç yıl kaç farklı hocadan ingilizce gördüm bildiğim üç beş kelimeden fazlası değil çok klişe olucak ama bu eğitim sistemiyle zor.
O zaman bütün ingilizce öğrenemeyenler de maldır beyanıyla denktir! Yapma! Lakin ingilizce öğretmeni olarak bu yazar beyanı gibi sığ olmayacağım. Her öğretmen-branşı farketmez- işini seviyorsa elinden gelenin fazlasını yapar sırf öğrensinler diye. Kitap birer araçtır sevgili yazar onlar olmadan da bir öğretmen istediklerini öğretebilir yeter ki istesin tıpkı öğrenci gibi o da isterse her şeyi öğrenebilir. yeterlilik düzeyi değişkendir evet ama bunu öğretmene yüklemek yanlıştır. Sıfır ingilizceyle gelip şakır şakır konuşarak giden de yarım yamalak konuşanda aynı sınıftan çıkıyor ama öğreniyorlar. Şimdi git ve ingilizceni çalış yoksa başarısızlığına bir madalya daha takacaksın.
ingilizce öğretmenleri malsa, onlara ingilizceyi öğretenler de maldır. ingilizceyi bu mallarla nasıl öğrenmişlerdir? yoksa ingilizce başlı başına mal bir dil midir?
(bkz: işinize bakın kardeşim işinize).
Yeterince ağırlık verilmiyor ki. Lisede gramer öğretiyorlar o da 3-5 konu her yıl bozuk plak gibi tekrarlıyoruz. Üniversiteye gelince sudan çıkmış balığa döndük. O seviyeyle akademik ingilizceye ayak uydurmaya çalışıyoruz biz. Hiçbir skill yok sadece gramer var az bir şey. Dinlemedir, konuşmadır sıfır bunlar yani. Öğretmensiniz de yani niye bu kadar önemsemiyorsunuz çocukların ilerletmesini? Özellikle liseler için söylüyorum. Üniversitede hocalarımız sağolsun bir şeyler öğreniyoruz. Pratik çok önemli.
derse girmeyen ya da girip dinlemeyen ya da dinleyip ilgisi olmayan ya da ilgisi olup evde tekrar etmeyen öğrencinin başarısızlığının faturasını öğretmene kesmesidir.
klasik ve klişe. Suç atacağına aç gramer çalış, kelime ezberle, dizi film izle, yabancılarla chat yap, gazete oku, hiçbir şey yapamıyorsan o mal dediğin kutsal insanla ingilizce yazış. Whatsapp grubu kur.
ingilizce öğretmenleri en sosyal ve öğrencisiyle en ilgili öğretmenlerdir.
Mal değil de isteksizler bence. Ayrıca eğitim sisteminin getirdiği zorunluluklar da var. Ancak bu sadece simple present öğret öğrencileri geçir demek değildir. ingilizce eğlenceli bi derstir ve gayet öğretmenin de gayretiyle öğrencilere sevdirilebilir. Eski nesil öğretmenlerden değil ama bir ingilizce öğretmeni adayı olarak yeni nesilden umutluyum.
9 yılda girilen ingilizce ders saati o kadar çok ki. tam 9. yazıyla dokuz.
bireysel çabaya gerek kalmaması lazım nerdeyse. üstelik belki de ülkede en çok uğraşılan konu budur bireysel olarak. ekstra kursları vs. saymıyorum. yine de öğrenebilen çok az öğrenci var.
adam okulda (yeniden yazıyorum) dokuz yıl görüyor üstüne kursa gidiyor.
yine de öğrenemiyor. okuldaki de hoca kurstaki de.
öğrenen nasıl öğreniyor: kitaplar, eğitim videoları (genelde yabancıların), diziler vs.
dil öğrenmenin sadece hocaya bağlı olduğunu zanneden insan beyanıdır . o kadar insan kursa da gidiyor ama ek bi çaba göstermediği takdirde o kurs da yalan oluyor . demek ki neymiş ? dil öğrenmek o kadar kolay değil .
Bireysel çaba demis guzel arkadasim...
Sen matematigi bireysel caba harcamadan yapabilir misin? Diyelimki matematige calismadin ve yapamadin sonucta matematik ogretmenin mal mı oluyor. Ne mantiksiz konusuyorsunuz amk. Butun derslerde basarili olmak icin bireysel bir caba lazim tabiki.
sorun ingilizce öğretmenlerinin isteksiz ve götü havada olması. ingilizce bilmemeleri değil. ayrıca kimse kusura bakmasın ingilizce bilmeyen (çok az bilen) bir hoca bile istekli ve gayretliyese öğretebilir bu mereti.
evet ingilizce öğretmenliği öğrencisi olarak yazmadan duramadım.
şimdi ben lisede 4 yıl boyunca tm'ci olduğum halde matematik notum 2'nin üstüne çıkmadıysa suç kimin kardeşim? boşuna benim falan demeyin, o zaman matematik öğretmenleri maldır dimi?
tm'ci olduğum halde ingilizce öğretmenlerimin yardımıyla ve kendi azmimle çalışıp ingilizce öğretmenliği kazanabiliyorsam bu benim ve öğretmenlerimin yardımları sayesindedir.
kişi öğrenmek istiyorsa ingilizce'yi de öğrenir, matematiği de öğrenir. ben yatkın olduğum alana yöneldim orası ayrı mesele ama yatkın değilseniz öğretmeni suçlamak kişinin ahlaksızlığıdır.
ayrıca şu bölümden öyle yatarak mezun olan, dil bilmeden atanan öğretmen varsa gelsin bursun hepsini ona vereyim, benim kaç gündür dilbilimi finaline çalışacam diye canım çıksın, millet gelsin sözlükten ing. öğretmenleri maldır yazsın sonra gel de sinirlenme.
fuck you derim ben böyle işe.
edit: hayatında kaç kere istekle ve hazır bir şekilde ing dersine geldin ki "ay öğretmenler isteksiz yha" diye trip atıyorsun? ben tenefüslerde ingilizce öğretmenimin yanından ayrılmadan zil çalana kadar soru çözdürür anlattırırdım, o sizin öğrenmemeye olan istekliliğinizdir.
amma velakin bir öğrenci sadece bir dönemde (4 ay) üstelik diğer bir çok kazık ders ve sınav (ÖSYM) stresine rağmen çatır çatır türev-integral çözebilecek seviyeye geliyor ancak ingilizce denen aslında türev-integralden hallice olan şeyi öğrenemiyorsa burda suç kimin kardeşim?
boşuna müfredat sistem filan demeyin.
ingilizce müfredatımız cambridge'in yayınlarında uyguladığıyla oldukça paralel.
sorun sadece sistemdeyse yukardaki integral örneğini nasıl açıklayalım?
işini seven ve gerçekten öğretmeye çalışan ve inanan hocalar dışında ingilizce en az dokuz yıl boyunca boş geçen saçma sapan şeylerle uğraşılan bir ders olmaktan öteye gitmiyor. ama ne yazık ki çok az hoca bunun bir dil olduğunun farkında.