Lisede çalıştığınızda erkek öğrenciler tarafından aşırı ilgiye maruz kalabilirsiniz. çünkü ingilizce öğretmenleri genellikle bayan ve havalı olurlar.
- hocam artık derse ara versek.
+ önündeki testle ilgilen çocuğum.
- hocam kaç yaşındasıniz ki bana çocuğum diyorsunuz. Artık birazda özel hayatinizdan bahsetseniz.
+ Terbiyesizlige luzum yok arkadaşlar.
- Al şimdi de arkadaşı olduk.
good morning diye derse başlayıp bütün ders boyunca türkçe konuştuktan sonra see you later diyip sınıftan çıkan tiplerdir. Ders başında andımız gibi bişeyle başlarşar:
-good morning class
-good morning teacher
-how are you today
-fine thanks and you
genel olarak kızların daha çok yakıştığı meslektir. çünkü meslek olarak sürekli anlamda kendini geliştirme, yeni şeyler öğrenme, sürekli olarak yanlışlarını düzeltme gibi sürekli çalışmaya sürükleyen bir meslektir.
yıllarca eğitim fakültesinde ingilizce namına pek bir şey öğrenmezsiniz çünkü, konuşmanız, kelime bilginiz, öğretmenliğe başlandıktan hemen sonra giderek kabızlaşır, hele de ilköğretimde öğretmenseniz, i you we they bil, yeterlidir.
ondan sonra gidip bir öğrenciyi üniversite sınavına, toefl'a vs.ye hazırlamak müthiş derecede zor gelir, inkar edemem.
bu yüzden esasında basit görünse de çetrefilli bir iştir, yeni şeylere de yeni tekniklere de açık olmayı gerektirir.
erkek milletinin genelinde görülebilen "her şeyi ben biliyom zaten ki." temelli hafifçe ukalalık da, bu işe hafiften darbe vurur. zaten azlardır. kadın baskını bir meslek olması da bence gayet doğrudur.
istisnalar da ne yazık ki kaideyi bozmaz.
tanım: eğitim fakültesinde okuyanları diğer bölümleri okuyanlara göre -nedense- akademik anlamda biraz daha şanssız gördüğüm mesleğe sahip insandır. bir çok branşa göre daha çok kazanabilir. tabi azıcık da akıllı olursa.
yildiz teknik universitesinde okudugunuzda hayatinizdan bezdirecek olan ve sonunda da belki sahip olacaginiz isimdir. oyle bi nefret edersiniz ki sonunda, benim gibi enformatik alaninda cok daha zevkli isler bulup dort yil ne diye dandik dandik hocalarla ugrasip sinir hastasi oldugunuzu sorgularsiniz. hatta bu hocalardan bazilari sinava girmeyenlerin de icinde bulundugu bir liste asar, o listede sinava girmeyenler 60, 70, 90 alirlar, dusunun artik nasil not veriyorlar. listeyi aliyor eline, rastgele numaralar yaziyor o kadar, haberi bile yok o ogrenci sinava girmemis.
ilkokul 2.sınıflara ingilizce dersi gelmesiyle ve 4+4+4 eğitimim sisteminin hayata geçmesiyle 2 yıl sonra 6 yaşındaki öğrenciye ingilizce öğretecek insandır.
lisede dil bölümünden mezun olduktan sonra;''arkadaşlar sizinle rövaşata golümü attım'' diyen, ardından öğretmenliği bırakan ve dünyayı gezmeye başlayan kişilik.* ingilizce öğretmeni, benim için çok şey ifade eder. aklımda hep, bir tek o öğretmen gelir ingilizce öğretmeni deyince. yeri başkadır. anne gibidir, abla gibidir.
sarı kelle bu sene mezun oluyor hocam. amacım çok ya da hak etmediğim parayı kazanmak değil, sizin gibi hakkıyla kazanmak. bize insan olmayı öğrettiğiniz için teşekkür ederiz.
mesela, bugün yanlışlıkla ''oh shit'' demesiyle acayip utanmıştır bizim öğretmencik. * yabancı filmlerle haşır neşir olduğum için pek umursamadım. ne ilginçtir ki, sınıfımda umursamadı. size söyleyeyim, bir kaç 10 yıl sonra bu kelime argodan çıkıp, şaşırma belirtisi konumuna geçecektir.