yıllar önce orta okulda ingilizce hocamız ingilizcede 29 bin kelime var türkçede 10 bin ingilizce daha zengin bir dil demişti. bak şimdi 40 bin kelime olmuş 11 bin kelime sıçmışlar demek ki. türkçe de hala yerinde sayıyor. kelime olarak bilemem ama deyim olarak ingilizcenin eline verir türkçe örnek olarak son üretilenlerden
Ana dilim türkçe olmasına ve yurtdışına hiç çıkmamış ve iyi ingilizce bilen biri olarak çoğu zaman düşüncelerimi türkçe ifade edemeyince önce içimde ingilizce olarak ifade sonradan türkçe'ye çeviriyorum.
atalarımız at üstünde orta asya ve avrupa'yı ele geçirirken onlar ilim ve bilime önem verdiler. bakın şimdi türkler iki deniz arasına sıkışmış, onlar gelişmiş ülkeler arasında ve Türkler ab'ye alsınlar diye kapılarında beklemekte.
kimin işine ne yarıyorsa kullanır. lisan bilmayan bir kardeşimizi al götür eğer insanlarla iletişim şekli iyiyse her türlü kendini anlatır. eğer zaten konusamıyorsa insanlarla sen bu adama ne kadar lisan verirsen ver iletişimi zor olucaktır. üstün dil yoktur üstün kişilik vardır.
yanlış bir önermedir. tezimizi bir örnekle pekiştirecek olursak mesela yani for example 'about' kelimesi bir ingilizce word'dür. Bu kelimenin dilimizdeki karşılığı ise 'hakkında' ve 'yaklaşık olarak' olmak üzere iki kelimeye karşılık gelmektedir. finally arif olan çoktan anladı. bildiğim bütün ingilizce kelimeleri kullandım stop.
ingilizcede daha çok kelime olması daha zengin bir dil olduğunu göstermez.türk insanı ve türkçe daha pratik daha yaratıcı bir dildir.en basit örneklemesi küfürlerimiz.
ikinizin arasına karbon kağıdır koymak baska hangi milletin aklına gelir.ancak millet ''fuck''ar bizim turkce olmuş herkesten kaşar
türkçe bir çok dilden daha zengin bir dildir. kelimenin fazlalığı dili zenginleştirmez. ingilizce de gülmek fiili farklı kelimelerle farklı anlamlara gelir. laugh gülmek, smile gülümsemek, gibi. ancak türkçede ana fiil gülmektir. kahkahalarla gülersin, sessizce gülersin, gülümsersin. gibi. bu nedenle türkçe zengin değil gibi görünse de aslında anlam bakımından çok zengin bir dildir. ayrıca dile enjekte edilen yabancı kökenli sözcükler dili asimile etmemiştir. aksine zenginleştirmiştir. türkiyede konuşulan türkçe osmanlıca dan kalan dilin üzerine yenilerinin eklenmesi ile oluşmuştur haliyle. bu nedenle o kelimeler dildeki yabancı kelimeler değil dile dahil olmuş yabancı kökenli türkçe kelimelerdir.
misal merhaba kelimesi arapça merhametten gelir. allahın merhameti üzerinize olsun demektir.
ancak çoğu ortamda selamun aleykum dediğiniz zaman bazı sığ düşünceli şahıslar türkce konussana merhaba ne güne duruyor derler. neyse konudan sasmamak lazım . türkçe zengin bir dildir. suphanele dinimiz amin.
insanı işte bu yüzden senin nickin ingilizce benimki ise türkçe demekten alıkoyamayan tespit. bir dilin zengin olması kendininkinden vazgeçip ona doğru sürüklemeye çalışmayı gerektirir mi diye düşündürüyor bu tarz saçmalıklar insanı der ve giderim.
son zamanlarda katıldığım önerme. ingilizce çalışmaya başladım sözlük, gevurun dilinde ne kadar kelime var arkadaş ezberle ezberle bitmiyor. ama bir ağız dolusu "amına goyüüm" diyemedikten sonra yemişim öyle zenginliği.
ingilizcenin kelime sayısının fazla olması o dilin Türkçeden daha üstün olduğunu göstermez. Çünkü ingilizcede her kavram başka bir kelimeyle ifade edilir. Yani bu dilin kelime türetme kabiliyeti yoktur.
Misal; bizde aynı kökten gelen başarmak ve başaramamak ingilizcede farklı kelimelerle karşılanır.
başarmak: achieve
başaramamak: fail
Ayrıca Türkçede on bin kelime var diye kim çıkarmış bilmiyorum ama saçmalığın dibine vurmuş.
türkçe de bulunan yetersizlikten dolayı bütün akademik makaleler ya ingilizce ya fransızca ya latince ya da arapçadır. buna en basit örnek. türkçe de form şekil biçim bu üçünü de aynı şeyler için kullanırız. bu şekilde domates bu biçimde domates bu formda domates diyebiliriz. ingilizler ise 2 boyutlulara shape derler 3 boyutlulara form derler. eğer ki tasarım yada sanat alanında bir makale yazıyorsanız bunun için bile bu makaleyi ingilizce yazmak zorundasınızdır.
1-kelime sayısı ile alakası yoktur.
2- zaman kipi ile karşılaştırma yapmak insanı güldürüyor evet.
adamlar ifade edemiyor bile çevrilmiyor bize kipleri.
ve, tek kelimede anlam zenginliği yaratamadıkları için onlarca smile, laugh ,glimpse bılmem ne diye turetmısler.
biz de ise anlam zenginliğinin alası vardır, 2 kelime ile gülmenin bütün çeşitlerini ortaya dökersin.
Kullandıkları kelime sayısının bizden çok olduğu kesindir yani türkçeden daha zengin olduğu doğru bir tespittir. Türkçemizi katleden ingilizce kelimeler de zaten bunun en iyi ıspatıdır.
"Bir Türk günde 400 kelime konuşuyor" demişsin de, ingilizce'nin daha zengin olduğunu belirtmen için bir amerikalı ya da ingiliz'in günde kaç kelime konuştuğunu söylemen gerekir. 1 ayda 40000 kullanılmayan kelime türetip türkçe'ye ekleyebilirim. Ama kullanılmadıktan sonra bir işe yaramaz. Türk'ün konuştuğu 400 kelimenin çoğu "am göt meme" ise ingiliz ve amerikalılar'ın da 400'den 300'ü sadece "fuck"tır. Argo ve küfür lugatı bakımından bile 5'e katlar güzel Türkçemiz. Ayrıca türkçe bir cümlede vurguları değiştirerek 20 tane anlam çıkarabilirsek, ingilizcede ancak 2-3 tane çıkarabiliyoruz. Son olarak iki dil arasındaki farkı anlamak için diğer dilde anlam kazandırılamayan ifadelerine bakmak lazım. Şöyle ki ingilizce'deki çoğu ifadeye Türkçe'ye çevirirken daha kolay çözümler bulunur, ancak türkçe'den ingilizce'ye çeviride o çözümleri bulmak için o kadar zorlanır ki insan kaynak metinden illa ki ödün vermek durumunda kalır. Dil zenginliğini matematiksel verilere dayandırmazsak akıllıca bir iş yapmış oluruz.
önemli olan kelimelerin nasıl ve ne şekillerde kullanıldığıdır. cümledeki fonksiyonelliğidir. Türkçe'nin de bu konuda aşmış bir dil olduğunu biliyoruz.
(bkz: yazmak)
(bkz: koymak)
(bkz: dalmak)
(bkz: uçmak)