kağıttan okyuyarak, daha önce eline verilmiş soruları soran, kendisine muhabir diyen sözüm ona gazetecinin sorularıdır.
sen uluslararası bir yere katılıyorsun, kimsenin anadili ingilizce olmamasına rağmen, ortak dille anlaşmaya çalışıyorlar, çeviri yapmaya çalışan insana bile fırsat tanımadan süper hızlı sorduğun soruya cevap bekliyorsun.
liyakatsızlık tam olarak budur işte. çok önemli kurumların içlerini boşalttılar. savaş içinde olan bir devlet başkanı bile ne diyor bu diye, konuşmayı bölmek zorunda kalıyor. tüm dünyanın izlediği bu konuşma yüzünden ülkemizi dünya gözü önünde rezil ettiler.
böyle bir şey başka ülkede olsa, şakşakçı, yalaka haber kanalları bile, "daha ingilizce bile konuşamayan gazetecileri var" diye dalga geçerdi.
ülkemizi rezil eden bu liyatkatsız, rezalet yönetim biçimidir.