ingilizce konuşurken yapılan en büyük salaklık

entry173 galeri2
    48.
  1. the can me but the see can me war...esprisine gülmektir..
    2 ...
  2. 47.
  3. semra özal tarafından yapılan gaf da bu sıralamaya girmeli,

    Kanuni Sultan Suleyman demek isterken (kanuni: law maker)

    -Sultan suleyman the love maker, demiş ve koskoca kanuni'yi sevişgen olarak nitelendirmiştir.

    aylar sonra gelen edit: hürrem sultanı izledikten sonra semra özal ı haklı bulduğumu belirtmek istedim.
    43 ...
  4. 46.
  5. 2 erkek bir kafede otururken amerikalı ingilizce hocası görülür.

    -heey eric
    *heey. how's goin?
    -nothing different. we're just making out.
    * !?!?!??!
    -ehmm... hangin' out.***
    2 ...
  6. 45.
  7. küçükken yapıldığında normal görünebilecek hadiselerden.
    hediyelik eşya dükkanında otururken, dayı oğlu size;
    -oğlum turist geçerse ''you may look'' de onlar gelir içeriye. demişti.
    peki ben ne yaptım?
    -hi ! do you like me? do you like meee?
    not:yukardaki diyalog yeminlen olmuştur.
    3 ...
  8. 44.
  9. sultanahmet'te yol adres soran insana birden heyecan yapip "go,go,go" diye el kol haraketleriyle anlatmak ve arkadaslarin kopuşu.
    0 ...
  10. 43.
  11. hukuk anlamına gelen "law" sözcüğünü lav diye okumak. çünkü lav diye okunan "love" sözcüğüdür.

    -which faculty dou you study?
    -lav fakülti bilader.
    -hadi ya aşk fakültesi de mi var.
    2 ...
  12. 42.
  13. Aksan yapmaya çalıştığını zannederek "th"leri "f", "the"yı "di" diye telafuz etmek, kelime sonundaki "r"leri de yutmak.

    misal: Bath - Baf
    Three - free
    Thirsty - firsty
    Four - foo
    0 ...
  14. 41.
  15. burhan AlTIntop'un o enfes arupa yakaSI bölümünde yaptIGI salakLIKlaRIN tümüdür. Whar are you talking about?
    0 ...
  16. 40.
  17. paragraftaki okay kelimesini insan ismi sanıp aynen telafuz etmektir.
    0 ...
  18. 39.
  19. ya sen anlamadın sen ohaaayo ingilizcesiyle konuşuyosun ben british yani o bağlamda söylemiştim salaklığına girmektir.
    0 ...
  20. 38.
  21. aksan yapacagım dıye kelımelerı yuvarlaya yuvarlaya bı hal olan kısı kı bu erkekse durum daha fecı o yuvarlamaları turkce konusurkende yapmaya baslamasıyla ıgrenc bı duruma duser kendısı
    genelde entellektuel gozukmeye calısan tıpı tıplerın ogrendıklerı upper ınglızcelerını hayatlarının her cıcıgını vıcıgına sokmalarıylada durum kendını gosterır.
    0 ...
  22. 37.
  23. yanlışlıkla kanada aksanıyla konuşmak.
    (bkz: about)
    (bkz: aboot)
    0 ...
  24. 36.
  25. tavuk döner:chicken translation.
    2 ...
  26. 35.
  27. "bana numara yapma"-" don´t make me a number"
    4 ...
  28. 34.
  29. -ı dont take take lessons ı give lessons
    -in the tabele
    (bkz: fatih terim)
    0 ...
  30. 33.
  31. 32.
  32. ingiliz gibi davranmaktır. halbuki sen türksün be arkadaşım. karşındakide bunu biliyor ise ne gerek var ingiliz gibi konuşmaya zaten konuşamazsın nasıl ki onunda senin gibi türkçe konuşamayacağı gibi.
    2 ...
  33. 31.
  34. ingiliz aksanıyla konuşmaya çalışmak.
    1 ...
  35. 30.
  36. daha tam öğrenmeden bir ingilizle ingilizce konuşmak.
    1 ...
  37. 29.
  38. 2004...
    felsefe dersi...
    izmir...

    + arkadaşlar, ingilizce "felsefe yapmak" nasıl denir, biliyor musunuz?
    - make a felsefe.
    + felsefe kek değildir. make ile felsefe yapana keko denir.
    4 ...
  39. 28.
  40. rakamları türkçe söylemek.her şey tamam bir bu olmuyor ya.
    3 ...
  41. 27.
  42. 26.
  43. "can I have a (bkz: quickie)?" diyerek yabancı iş arkadaşının odasına dalmak. (Quickie'yi "quick inquiry"nin (çabucak bir şey sormak) kısa hali sanan ahmağın, bunun kısa, şipşak seks anlamına geldiğini duyduğundaki yüz hali görmeye değerdir.)
    6 ...
  44. 25.
  45. söylenmek istenen: benim bir ayım var.
    söylenen: i am a bear.
    3 ...
  46. 24.
  47. Konuşma esnasında, bir bayandan bahsederken - her yerine, his demek.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük