evet beyler. 7 yıllık bir anadolu lisesi mezunuyum. üniversitede hazırlık sınıfını falan atladım muafiyet sınavıyla vs. ama gel gör ki işte insan mala bağlayınca hiçbir şey fayda etmiyor.
alanya'da arkadaşlarla gidilen yaz tatilinde bir rus hatuna muhabbet esnasında lafı geçince sponge bob diyemedim. ulan hadi diyemedin be öküz herif, sünger bob de geç.
o an arkadaşlarımın attığı kahkahayı ve kızın şaşkın bakışlarını ömrüm boyunca unutamam.
ingilizce öğretmenlerinin sık sık yaptıkları şeydir.
- be quiet please...
+ sdhsdfhjfgjdfgjdfgj
- heeeyy şşttt be quiet!
+ sdfghsdfhsfghdfgh
- shut up!
+ dghsfghdfgjhgjgh
- oooğlooom sana diyorum shut up ya yeter artık shut up sit down yeter yeter!!
tersi daha kötüdür çünkü özenti muamelesi görürsünüz. şu aralar 'damm' ve 'dammit' kelimelerini çok sık kullandığım için toplumdan dışlandığımı hissediyorum. o değil de 3 sene önce bi arkadaşım vardı sevgilisinin adı demetti durduk yerde dayak yiyoduk ondan o yüzden.
prof. - could you please tell me the difference between intonation and stress?
ben.. + yeah, intonation is blah blah and stress is blah blah...
prof. - example pls.
ben.. - ya hocam şimdi, when we ....
birde türkçe konuşurken ingilizce konuşmak vardır daha da beteri.
-işte abi geçenlerde eassy yazdım ama paper ı evde unutmuşum .
+hadi ya . sonra dedimki hocaya hocam paper evde kaldı ama ben yarın bu günkü ödevleri de collect edip teslim etsem olurmu dedim. tamam dedi
+ nerdeydi benim ingilize-türkçe sözlüğüm ya ?