türkçeyi doğru kullanamayan birinin, bir şeyleri ingilizce anlatmaya çalışıp rezil olmasıdır.
yedinci sınıftayız. bir arkadaş var; millete sataşıp duran, sonra da dayak yiyen. hani vardır ya her sınıfta bir şamaroğlanı. hah işte, bizim sınıfınki de oydu. çocuk milleti rahatsız ediyor, ona buna küfür ediyor; dayağı yiyip oturuyor aşağı. "abi yapma, bir daha yapmayacağım." gibi sözleri de sıkça duyuyoruz bu zat-ı muhteremden.
neyse, bir gün yine bir çocuğu sinir etmekte. gelip kulağıma fısıldadı:
+ bak lan şimdi ne dicem?
- ne dicen?
gıcık edeceği arkadaşa yaklaşır...
+ do you like life woman?
/ ne diyon lan? (anlamadı)
- harbiden lan, ne diyors...
o anda bastı benim kafa. "sen hayat kadını mısın?" diye sormaya çalışmış, fakat bu sikimtaçdis şeyi bile söyleyememiş. o like ne lan orda? "sen hayat kadını sever misin?" halini almış bir cümle...
ben dahil birkaç arkadaş yarılma safhasına gelmişken şamaroğlanı ve gıcık edilmeye çalışılan çocuk tuhaf tuhaf yüzümüze baktı.
what is this?
i'm a pencil
şeklinde ilkokul 4 te söylediğim bir söz yüzünden liseye kadar dalga konusu olduğum durumdur. gülmeyin, heee çok komik, açında bi tarafınıza gülün.
benim de başıma geldi böyle bir olay. geçen sene dersteyiz. ingilizce tartışılıyor bir şeyler. biz birkaç arkadaş geceden kalmayız ama ben hala ayılamamışım. neyse konuya kulak kabarttım sonra elimi kaldırdım iki söz de ben edeyim diye. 'can't we say...' diye lafa girdim sonra durdum 'is there...' dedim kaldım. bir iki saniye bekledikten sonra 'hocam unuttum!' dedim. hoca da tamam türkçe söyle dedi. ben de; 'yok hocam ne söyliyeceğimi unuttum!' dedim. sınıf da bana güldü. ben de kendime güldüm ama benim rezil olma anım, hocanın erasmuslu kıza 'he even forgot turkish' demesiyle sınıftaki yabancı kızın da bana gülmesi olmuştur. bu kadar.
culture kelimesinin okunuşu ile külçür o külçür diye dalga geçtikten 1-2 ders sonra, hoca boşluk doldurma alıştırmasının birinde bana sorar, kitabı bakıp da külçür dememle yerin dibine girmem bir olmuştur. kelimeyle külçür külçür diye dalga geçerken aklımda öyle kalmış. çok dalga geçmişlerdi. allahtan uzamadı muhabbet, yoksa adım külçüre çıkardı kampüste.
ilk ve orta okullarda ingilizce eğitiminin çok yetersiz olması, üniversitelerde ise çoğunlukla ''Speaking'' derslerine gerekli önemin verilmemesi sonucu insanın başına gelebilecek durum.
bugün yaşadığım olay aynen şöle :çalıştığım şirketi sürekli yabancı müşteriler arıyo ve tele ben bakıorum.özgeyle görüşmek istedigin söyledi, özge de bi haftalık rapor aldıgı için işe gelmedi diyemediim.onun yerıne daha basit bi cümle olan özge şuan öglen yemegınde dedim. ve saat 19:30 du..meğer adam türkiyedeymiş .ısrarla saatin kaç oldugunu sordu :ne desem bilemedim...ingilizce naystı mityu,havaryu,havalderyu,stubit vs vs bildigim bütün inglizce cümleleri kurdum ..any,but,over,nice,like,small mıddıum large...ahh john vah john seni kandırmaya çalıştım ama yemedin...