bilgisayar oyunlarına adepte olan gençlerin bir zaman sonra cancellemek, exitlemek gibi yeni kelimeler üretmesi ve bunları ebeveynlerinin yanında kullanarak takdir edilmeyi bekledikleri durumdur.
turkiye'nin ve türklerin * karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biridir. Son yıllarda gençligin olaya ayıkması ile yeni bin yılın başındaki tehlike kısmen de olsa azalmıştır ama hala büyük bir tehlikedir. Araştırmalara göre*** türk dili bu şekilde kirlenmeye devam ettiği sürece 100 yıl içinde yok olma ihtimali varmış.
Gunumuz turkiye'sinin en iyi üniversiteleri yabancı dilde eğitim yapmaktadır ve ondan vahimi bununla gurur duymaktadır.
Anadolu liseleri olarak çocuk yaşta matematik, fen vs gibi dersleri ingilizce alarak zaten "kayıp bir kuşak" olarak büyüyen 80'lerin kuşağı*, anadolu lisesi gençliği nin genelinin yabancı dilde eğitim yapan üniversitelerde okuması ile kayıplık artmıştır. ilköğretimin 8 yıla çıkmasının belki de en büyük faydası bundan sonra bu kuşakların kayıplıgının yaşanma ihtimalinin az olduğudur.
dünya üzerindeki en masum ve tehlikesizmiş gibi görünen sömürge zihniyeti olan dille sömürü, 3. dünya ülkeleri üzerinde ingilizce pastasından pay almak için kıyasıya bir savaşa girmişlerdir. Bu 3'lü savaş malumunuz üzere ingiltere, amerika ve avustralya arasındadır ve belki de en başarılı oldukları pazar türkiye pazarıdır.
ayrıca yabancı dili ne kadar iyi konuşursa konuşsun kişi, kişinin ana dildeki verimlilik ve ogrenebilme kapasitesine yabancı dildeki öğrenim yetmemektedir çünkü yabancı dilde ogrenim yapılırken, ogrenilen bilgi ilk once beyinde ana dile çevirilir ve sonra öğrenilir. duyguların ana dilde yaşanması gibi. misal cok iyi yabancı dil konuşan biri , çok öfkelendiginde, sevindiginde vs gibi bir duyguyu çok şiddetli yaşadıgında tepkisini ana dilinde verir.
Her ne kadar üniversitelerin bazı profesorlerinin yabancı dile karşı olmasına ragmen, universitelerin "dunyaya acılma" kaygısı* (ogrenci değişimi, çift diploma* gibi) yuzunden en azından %30, %50 gibi oranlarla ingilizce eğitim vermelerini anlayabiliyorum. yanlıştır ama arkasında gene de bir mantık vardır. universitelerde yabancı dil eğitim olabilir ama isteyen kişiye olabilir. bu zorunluluk olmamalıdır.boylece universitelerin sözde o kaygılarına care bulunabilir.
boylece o ozenti ve somurulmus gencligin elinden turkce kurtarılabilir. henuz gec kalınmamıstır.
Dip not: yabancı dil ögrenmeye karsı değilim.. öğrenebilme imkanı olan 5 10 tane ogrensin, konu ilkogretim, ortaogretim ve yuksek ogrenim derslerinin ana dilde olmasıdır.
ornek vermek icab eder bu ve benzeri durumlarda.
beni ornek olarak alabilirsiniz misal.. cok ozeniyorum ingilizceye arada da fransizcaya. bu sebepten hep july'in bilmem kacindan dayak yiyorum. ama uslanmiyorum. zira inferiority complex'im var *
gozum* ecnebi diyarlarinda. ozume yabancilasmis bi insanim.. daha kucuk yaslarda orhan pamuk okumaya da baslamistim zira. boyle olacagim o zamanlardan belliydi.. de ilgilenilmedim iste. oyle dis guclere acik ortamlarda savunmasiz birakildim. sonuc ortada.
iflah olamiyorum. muhattab da alinmam artikin.. nedir bu basima gelenler..
saçma sapan bi özentidir.birde kendilerine ingilizce isim takan şahıslar vardır ki, bu şahıslardan mümkün olduğu kadar uzak durulmalı, mümkünse hiç muhattab olunmamalıdır.
aksanda ingilizceye kaymalar ilk belirtilerdir ardından araya ingilizce kelimeler girer sonra yavaş yavaş türkçe kelimeler unutulur * ve son noktayı bu işe güzide duran amerikadan dönüşünde koymuştur:arkadaşlar 3 ay gibi uzun bir süre amerikada kaldığım için türkçe kelimeleri neredeyse unuttum *
iki türkün türkiyede kendi aralarında ingilizce konuşup bir başkası onları yabancı zennedince türkçe cevap vermesiyle hayat bulan özentiliğin son evresidir. acil şifalar.
özellikle son yıllarda dilimizin içine düştüğü kötü bir durumdur.zira günümüz gençleri arasında çok yaygın bir durum olmakla birlikte,kişilerin böyle davranmakla kendilerinin çok üst merhalelere ulaştığını sanmaları da yadsınmaz bir gerçektir.böylece her lafının sonu''bye bye'',''I love you'' ile biten bir neslin yetişmesiyle,büyük bir imparatorluk dilinin günden güne yok olmasıyla noktalanacak bir sona yaklaşılmaktadır.