ingilizce kelimelerin türkçe karşılığı

entry151 galeri0
    25.
  1. horse: at
    dont horse: atma
    fdont horse: fatma
    black fdont horse: kara fatma.

    tişikkirlir.
    11 ...
  2. 26.
  3. fuck you emily mother fucker ! = lanet olsun emily annene de lanet olsun !
    1 ...
  4. 27.
  5. 28.
  6. title: başlık
    To shit: sıçmak
    3 ...
  7. 29.
  8. 30.
  9. 31.
  10. graduation: mezuniyet.
    söylenişi de çok güzel, gracyueyşın.
    0 ...
  11. 32.
  12. butter = yağ
    fly = uçmak
    butterfly = kelebek??
    4 ...
  13. 33.
  14. 34.
  15. computer: Bilgisayar.
    Refrigerator: Buzdolabı.
    1 ...
  16. 35.
  17. asap (as soon as possible) : en yakın zamanda
    0 ...
  18. 36.
  19. alfabetik sıralamayla ve arzunuza göre seçiminizle, kapsamlı bir ingilizce-türkçe sözlüğünün karşılayabileceği bir durumdur.
    tanım biraz bozuk oldu farkındayım ama anladınız işte.
    allah aşkına, buradakiler rastgele kelimeler yığını.
    belli bir konu üzerinde de odaklanılmamış. dolayısıyla, adam bakıyor "butterfly: kelebek." derken, bir bakıyor karşısına "hope: ümit" çıkıyor. bu kadar farklı alanlarda yazmanın ne faydası var?

    siz buradaki başlığı unutun ve şu siteye bakın.
    ihtiyacınızı karşılayacaktır ve memnun kalacaksınız:
    http://tureng.com/
    1 ...
  20. 37.
  21. pass: geçiş.
    port: liman.
    passport: pasaport.
    1 ...
  22. 38.
  23. sözlük anlamı =shit: bok
    film çevirisi =shit: kahretsin
    0 ...
  24. 39.
  25. 40.
  26. 41.
  27. 42.
  28. 43.
  29. 44.
  30. 45.
  31. 46.
  32. 47.
  33. fuck you mother fucker: lanet olsun sana! çünkü sen de annene lanet etmişsin.
    http://www.tersninja.com/...s/2009/01/yigit-ozgur.jpg
    1 ...
  34. 48.
  35. lock: kilit / kilitli
    key: anahtar
    venom/ poison : zehir
    water: su
    whale: balina
    watermelon: karpuz
    attitude: tutum
    realize: fark etme
    government: hükümet
    politic: politika
    lion:aslan
    rude: kaba
    strong güçlü
    horse:at
    wrong: yanlış
    1 ...
  36. 49.
  37. cantankerous: geçimsiz
    petal: taçyaprağı
    jaundice: sarılık hastalığı
    incarceration: hapsetme
    amelioriation: gelişmek
    intimidation: göz korkutma
    poodle: kaniş
    mantis: peygamber devesi
    churn: yayık
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük