vakif
hadi len
keyif
eyvallah
gönül
delikanlilik hiçbir dilde anlamı yok..
sofra
kismetse
optum
canin ciksin
kes trasi
vidi vidi etme
ne halin varsa gor
sayıları en fazla 40bin olabilecek kelimelerdir. türkçe karşılığı olmayan ingilizce kelimeler ise yine en fazla 360bin olabilir. türkçedeki çoğu kelimenin ingilizcede 2 ya da 3 karşılğı olduğu düşünüldüğünde can acıtan durumdur. ayrıca bunlar genellikle coğrafi ya da kültürel kelimelerdir. aynı şey dünyanın tüm coğrafyaları, kültürleri ve dilleri için geçerlidir.
bir çok malın ingilizceden bi-haber oldugunun ve ingilizceyi kendi 200 kelimelik dagarcıkları kadar sanmalarının sonucu.
yukarıdaki entrylerin yarısından çogunun ingilizce karşılıgı vardır.
hepsini yazmamı beklemiyorsunuz tabi? *
burada yazılan çoğu kelime dışında (ki buraya yazılmış kelimelerin yaklaşık yüzde 70 ının ingilizce karşılığı vardır, geri kalanların çoğu da saçma sapan türkçe bile olmayan kelimelerdir, ingilizce bilenler de bana katılıyordur) ingilizce karşılığı olmayan kelimeler vardır ama sayıları çok azdır.
(bkz: aşk)
şimdi aranızda bazı sazanlar görür gibiyim '"love" ne peki?' der gibiler. "love" sevgi demek. "i love you" seni seviyorum. (i=ben love=seni you=seviyorum)*
"fall in love" diyorlar aşka düşmek diye, ama love sevgi demek, aşk sevgi demek değil ki. sevmediğimiz kişiye aşık oluyoruz bazen ve ölesiye nefret ediyoruz. "love" aşk olamaz. aşkın ingilizcesi yoktur. türkçesi de karşılamaz ya anlamını olsun.
Allah(god tanrı demek oluyor!)
aşk (hiçbir karşılığı yok tam olarak, ne love ne de passion)
vicdan( concience değil fair hiç değil)
nefs ( ego olarak tanımlansa da bu da gayet yetersiz kalır)
ilk akla gelenler bunlar olmakla birlikte sorun ingilizce, türkçe farkı değil şark ve garp farkıdır; batı kültürü doğal olarak tasavvufi bir öğretiyle yoğrulmadığı için doğal olarak yaşayışlarında olmayan adet veya inanışlar dillerinde de bir karşılık bulmaktan acizdir.