25.
in this age, walking to his own ship is a captain
(bu devirde gemisini yürüten kaptan)
per sheep is hangling to his own leg
(her koyun kendi bacağından asılır)
to the ass nightingale is whistle that ass
(o göte bülbül öte)
22.
Better late than never - geç olsun güç olmasın(pan-american).
21.
out of the frying pan and into the fire - yağmurdan kaçarken dokuya tutulmak
to be more royalist than the king - kraldan çok kralcı olmak
better lose the saddle than the horse - zararın neresinden dönsen kardır
easier said than done - söylemesi kolay
long story short - uzun lafın kısası
let bygones be bygones - geçmiş geçmişte kaldı.
20.
curiosity killed the cat.
merak kediyi öldürür.
19.
holding dick, kibarca ayvayı yedin diyip geçilir.
18.
Jumping somebody's donuts up - sinirlendirmek(british)
Grinding somebody's gear - sinirlendirmek(american)
Bees and honey for money - para peşinde koşmak(british)
Struggling hunt for (a) cunt - karı kız peşinde koşmak(british).
23.
Chip off the old block.
Ayrıca bir Machine gun kelly şarkısı.
22.
you were right, ı was left.
ne sağcıyım ne de solcu bakkalım ben bakkal.
21.
In the middle of nowhere kalıbını dikkat ettiğim kadarıyla ingilizler daha çok kullanıyor. Uçsuz buçaksız yer, kuş uçmaz kervan geçmez yer anlamında kullanıyorlar.
20.
in the middle of nowhere: cehennemin dibi gibi bir şey.
19.
cats and dogs.
yanılmıyorsam bardaktan boşanırcasına yağan yağmur için kullanılıyordu.
18.
Tabiki 20k nin üzerinde de var bir sürü. Şans eseri karşıma çıktı ve paylaşayım dedim. Yoksa babamın oğlu değil * Bir de Türkiye'nin ilk ve tek ingilizce deyimler sayfası yazmış. Doğru mu değil mi çözemedim.
EDIT : Bu arada Twitter değil Instagram'dan bahsetmiştim.
17.
what the fuck you ass hole.
16.
twitter'da 20k tweetlere ulaşmış bir çok sayfa var zaten.
14.
Turkey is the best, fuck off the rest.
13.
The difference between men and boys, the size of their toys.
11.
love is nothing without fucking.
10.
not to give a damn.
Meali: vız gelip tırıs gitmek.
9.
partridge in the bag - çantada keklik.
8.
got to picture: manzarayı çakmak
chicken in the kitchen: çantada keklik