Türkiye'nin en taşşaklı Anadolu lisesini de düz liseyi de görmüş biri olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki aynen bundandır.
Lan Anadolu lisesinde 5 yılda öğrendiğimi, düz lisede üç yılda unuttum resmen. Sonrasında internet minternet çıktı da a.l. dönemi kadar olmasa da toparladım.
Bakın, hâlâ o üç yılda geliştirdiğim iğrenç aksandan kurtulamadım. Hiç bilmeyen bir genci siz düşünün.
Türkçe konuşmayı nasıl okuldan öğrenemiyorsanız, ingilizce konuşmayı da okuldan öğrenemezsiniz. Bunun ilk sebebi tabi ki yine okullarda uygulanan müfredattır. Müfredat resmen malzemeyi verip, al bununla yemek yap diyor ama malzemeyi nereden alacağımızı göstermiyor.
Bu eksikliği de çaba göstererek kapatmamız gerekiyor ki çabalamamak da ikinci sebebimiz. Peki ne yapacağız?
Kelimeleri ezberleyeceğiz, ardından oyun/film/dizi gibi yerlerden altyazılı olarak okuyup dinleyeceğiz, ingilizce bilen ya da öğrenmeye çalışan biriyle havadan sudan muhabbet etmeye çalışacağız ve yazışacağız. Ondan sonra öğreniliyor mu bakın bakalım.
bence ilk sorun, kitle olarak yabanci dil ogrenmeye yatkin degiliz.
ikinci sorun ingilizce ogretmenlerinin yetersiz olmasi, mufredatin berbat olmasi.
anadolu lisesinin ortaokul kisminda ogrendigim ingilizce olmasa yanmistim. fen lisesinde sifir katki oldu. universite biraz katki sagladi ama ilk yurtdisina cikinca anladim yetersiz oldugumu.
mufredat o kadar cok gramer agirlikli ki konusma, pratik yok. zaten inglizce ogretmenin yetersiz, telaffuzu berbat, seninle gunluk diyaloglara bile giremiyor.
bir sekilde kurtaracaksin kendini, ya ek ders, ya ek kaynaklar, ya yurtdisi... pratik yapmadikca, konusmaktan cekinmedikce gelismiyor!