kendinize favori bir yabancı dizi seçin altyazılı izleyin. ama her gün yapın.
kıytırık iş yaparken arkada ingilizce bir ses olsun, sunum, dizi vs. anlamanız önemli değil...
o "çok hızlı konuşuyorlar yetişemiyorum" durumunu kırabilmenizin tek yolu bu. gide gide "normal insan hızında" konuşuyorlarmış gibi gelecek size...
2 senede aynı kursa giden insana çok fark atarsınız... ama bunu ihmal etmeyin.
ben amerikada ilk bir bara girdim ...20 dakka kendimi sorguladım resmen... "ne diyo bunlar aq!" diye... ki hazırlık muafiyeti ya da final sınavı verecek bir ingilizceyle girmiştim içeri.
Yes, ı can speak english, but little english speak. ingilizce konuşanların derdini anlayamıyorum ama bir derdim olursa bunu ingilizce dile getirebiliyorum, ben de böyle bir insanım işte.
'Are you trolling me man? Ofcourse i know that language. But not only that i know how to make your mom feel better little kid. Lol i was joking, don't be serious now. Okey let me tell you something, i know three languages in total except my native language. Hell yeah!'
Sadece ingilizce de değil, Türkçe ve ingilizce haricinde iki dil daha biliyorum. Evet...
edibüdü;
Anlık hızlıca yazarken bir hata yapmıştım saniyesinde düzelttim ama nasıl oluyorsa o kadar büyük hayranlarım var ki 'except' yerine 'without' yazdığımı o birkaç saniye içerisinde görmüşler.
Galiba bunun nedeni de şu, adamlar benim yazdıklarımı sayfamdan çıkmayarak ve sadece yenileyerek pür dikkat okuyorlar. Böyle gizli hayranlarımın olduğunu bilmekte çok güzel gerçekten.