gittiğim bir kapadokya gezisinde bir gurup turiste rehberlik yapan tercümanın içinde düştüğü durumdur. oraların kendisi küçükken nasıl olduğunu anlatırken ''when i was a small'' şeklinde cümleye giriş yapması ile beni benden almıştır. kendisini uyardığımda ''when i was a child'' olarak cümlenin girişini düzellttiğimde bana ''sanane'' demiştir. kendisine selam ediyorum.
O mallardan biri de benimdir. O kara güne kadar ingilizce'nin benim için altın bir bilezik olduğunu sanıyordum. Cv'me yazdığım konuşma: 9, yazma: 10, okuma: 9 ibarelerinden sonra ivdelikle beni iş görüşmesine çağıran adamın karşısında kuzu gibi "mee"lememden sonra altın bileziğin çakma, imitasyon, altın suyuna batırılmış bir bilezik olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti.
youtube videolarının altında, özellikle de içinde türklerle alakalı bir şey olan videoların altında ekseriyetle ortaya çıkıp, türkiye'yi tüm cihana rezil eder bu deyyuslar.
(bkz: go to power)'ı gücüne mi gitti anlamında kullanır. Bu arada üzerinde düşünülesi bu insanlar değildir. Şu insanlardır:
yasadığı toplumun dışındaki bir toplumun dilini öğrenmeyi marifet sayanlar.
Yabancı dillere en yatkın insanların yahut başka dilleri öğrenmek zorunda bırakılan insanların bulundukları toplumların toprakları, ya işgal altındadır ya işgalden yeni çıkmıştır ya da ülkeleri pazar halindedir.
Evet; cahillikle suçlanılan insanları bir kenara bırakıp durumun vahimiyetine bakmak gerekir.
(bkz: anaokullarında ingilizce öğretilmesi)
kimse kusura bakmasın ama uyuşturucu yaşının 12 ye inmesi kadar vahimdir.
ingilizceleri düzgün olmadığı halde düzgünmüş havasına girip güzel Türkçemizi bozan varlıklardır. Bu insanlardan uzak durulmalı ve hatta toplumumuz tarafından da dışlanıyor olması en makul olanıdır.