şimdi öncelikle kişimizin böyle bir merakı oldugunu nerden anladık? nicki ingilizce diye mi? iletisini ingilizce yazdı diye mi? cıkısta ingilizce kursuma gidicem mi dedi? abi the newyork times'da falan falan yazmıslar turkiye için, biliyosun benim ingilicem manyak bunları takip ediyorum mu dedi?
bunlardan kişimizin böyle bir merakı oldugu sonucuna varabiliriz.. varmayadabiliriz..
ama işin ilginci ben bunu yazarken aynı sayfada neden '15 saatte nasıl ingilizce öğrenebilirim' diye bir reklam var? burdan bir sonuc cıkarmamız gerekiyor mu? butun bunlar uludagsozlugun bioyunu olabilir mi?
ve bu entry napılıp bir sonuca baglanır? baslık neydi ki? gece de uyumadım ben üstüme gelmeyin.. ekle butonu nerde bir yol gösterin...
gora'da cem yılmaz'ın çok iyi şekilde hicvettiği olaydır.
arif: ingilizce şart, ben mesela ingilizce biliyorum. herkes türkçe konuşmaz dünyada, bi de ingilizce var mesela, cok kolay bi dil ama o mesela seni seviyorum var, i love you, yani i ben, love seni, you seviyorum. yani seni seviyorum
uzayda neyin artistliğini yapıyorsa, ama böyle adamlar da yok değil hani... bunu yapan adam uzayda da yapar...