ab ye girmek çok da sikimde diyebileceğim durumdur . yabancı diye özel muamele görecek halleri yok bu ülkeye gelen herkezse kurallar aynı geçerlilikte . tabi sokak müzisyenlerine bunun yapılması ayıp o ayrı konu .
araptan bozma bir ortadoğu ülkesi olduğumuzun ispatıdır.
avrupa da örneğin italya da alman turistleri köşe başında oturmuş şarkı söylerken veya isveç te fransız turistleri sokakta resim yaparken veya ingiltere de danimarkalı turistleri bisikletle gezerken çokça görürsünüz onları kendi insanlarından hiç farklı görmezler.
ama burası türkiye sonuçta, burası dünyanın en cahil insanları listesinin en üst sıralarında bulunan insanların yaşadığı ülke.
ucuz atlasmislar.olan iki fulutle bir gitara olmustur.
bi tarihte bunlar yuzunden bir iki saat ,trafik durdu diye ,samsunda uluslarasi bisiklet yariscilarini yol kesip ,esek sudan gelinceye kadar dovmustu benim necip milletim.
ayıp etmişlerdir. bırakın çalsınlar kime ne zararı var. bakın istanbul'da nerdeyse her köşede, metro girişinde kendi hallerinde enstrümanını çalan insanlar var. isteyen para atıyor, istemeyen geçip gidiyor.
zabıtalar el kol hareketiyle beraber "yassah kardeşim yassah" demişlerse hiç şaşırmam.*
anlam verilemeyen tutum ya da rezalettir. bunun da ötesinde, why not diye sormasına karşın bir allah'ın kulu cevap verememesi de, ab'ye ne kadar yakın olduğumuzu göstermiştir.
gerçekten de türkiye nin içler acısı halini gösteren durumdur.
öyledir çünkü buradaki arkadaşların çoğu yapılan ayıbı, ayıbın yapıldığı insanlar ingiliz olduğu için gündeme getiriyorlar.
aslında sakat zihniyet bu. sürekli yabancıya kendisini iyi gösterme, sürekli kendini sevdirme merakı. yanlış batılılaşma diyorlar ya. biraz onla alakalı.
bu ve benzer olayların onlarcası, yüzlercesi sokakta müzik yapan türkler'in de başına geliyor. bunu bugüne kadar dillendirme ama iş ingilizler'e dönünce "ayıp ettik" şeklinde bağır, çağır.
üstüne bir de aziz nesin'in millete hakaret ettiği sözüne atıfta bulunarak kendini haklı göstermeye çıkar.
asıl ayıp bu. ayıptan bahsederken bu ülkenin insanlarına aptal denmesini onaylamak.
iki yüzlülüktür, ayıptır. söz konusu şehir malatya(ki memleketim olur kendisi) her tarafında dilenciler ve seyyar satıcılar olan bir şehirdir. kendisinden selpak almanızı isteyen bir çocuk dakikalarca peşinizi bırakmayabilir. şehir merkezi dilenciden geçilmez. ancak kendi halinde müzik yapan insanlar zabıtanın gözüne batar. bu insanların müziği engellenmeye çalışılır. ayıp.
not: entryde çocuk selpak satar falan dedim ya. karşı olduğum o çocuğun selpak satması değil küçücük çocukların aileleri tarafından sömürülmesidir. zira malatyanın her tarafı dilenci çocuklarla ya da bir şeyler satan çocuklarla çevrilidir.
önemli olan durumun turiste ya da yerliye yapılması değil; müzik vasıtasıyla 3-5 lira kazanmaya çalışan insana yapılmasıdır asıl acı olan. Hem neden Anadolu turist sıkıntısı çekiyor derler, hem gelen adama fantastik şekilde yaklaşırlar.