teenage versiyonlarının hepsi aynı gibidir. sarı, düz ve uzun saçlar, renkli göz, dünya benim etrafımda dönüyor çok coolum havaları, abercrombie lakos, tatillerde çiçekli saçma sapan mayo şortlar, ....
Malın önde gideni, boşverenin boş kalfası ama her türlü gerizekalılıklarına rağmen iyi ahbap olan, sırtınızı döner dönmez sizi satıveren, karınıza bacınıza utanmadan ve usanmadan sarkıp üstüne sikecek erkeklerdir. Ayrıca herkesten nefret ederler.
passion eksiktir bunlarda. boyle tutkusuz, ihtirassizdirlar, sehvet eksiktir. hayata karsi da boyledirler. bir turk ya da bir bahr-e sefid'li gibi sehvetle yasamazlar hayati. boyle sinik, silik tiplerdir. galiba en uygun sifat, uyuzdurlar uyuz!
pek içmeyi bilmezler, alkole dayanıklılık konusunda slav ırkının erkekleri ile boy ölçüşürler ama ikinci biradan sonra genelde kafayı bulmaya başlarlar.
otellerde çalıştığım dönemde, ingiliz müşterilere rakı içirip havuza düşmelerini izlemek en büyük zevklerimizden biriydi.
espri anlayışları da bize pek uymaz, bana her zaman soğuk gelmiştir ingiliz insanı.
aksanları muazzam, karakterleri naif ve zarif, geneli mavi gözlü, çoğu ingiliz asaletine sahip erkeklerdir. ama bir tanesi aklımı başımdan almaktadır, jude law bir ingiliz erkeğinden de öte kusursuz bir varlıktır. erkekler üçe ayrılır : jude law, ingiliz erkekleri ve diğerleri.
tam bizim türk kızlarına göre erkekler. yakışıklılar, aksanları süper, sarışınlarımı istersin, kızıllarımı... harikalar ve farklılar işte.
not : kezbanizm bölüm bir ; "yabancı erkekler" kısmından alıntı
haaa gidip gördük bunların yüzde 95'i kadınları sikmek dışında onlara ek bir ilgi göstermez. hatta annelerine ve kız kardeşlerine bile tuhaf, garip davranırlar.
bir ingiliz erkeği londrada bir çok milletten kadın siker. ve siktiği kadınları daha sonra iplemez. nede olsa çook var algıları ile yaşarlar.
