az evvel bir haber gördüm, bu haberle ilgili de şöyle bir başlık açıldı sözlükte;
(bkz: çankırılı ingiltere başbakanı)
vay be...
demek çankırılı, o halde bizden(!). hemen bağrımıza basalım ingiltere başbakanını.
hatta necip medyamızda bu boris johnson için "türk" diyenler ve sevinenler de var.
aynı medya 1. dünya savaşı sonucunda istanbul işgal edildiğinde de ingilizlere alkış tutup seviniyordu.
(bkz: mütareke basını)
işte o dönem mütareke basınının en önemli kalemi, ingiliz işgalcilerin en fazla kıçını yalayan bir gazeteci vardı; ali kemal...
ingiliz işbirlikçisi satılık kalem ali kemal'i ziya paşa şöyle bir şiirle tanımlamıştı;
--spoiler--
ali kemal'e;
ben türküm! diyorsun, sen türk değilsin!
ve islâm`ım! diyorsun, değilsin islâm!
ben, ne ırkım için senden vesika,
ne de dinim için istedim ilâm!
ziya paşa, kastamonu açıksöz gazetesi 20 nisan 1921 tarihli sayısı.
--spoiler--
işte bugün ingiltere başbakanı olan boris johnson, ziya paşa'nın bu şekilde tanımladığı ali kemal haininin torununun oğlu oluyor.
bakınız şimdi sizlere meczup(!) ali kemal makalelerinin vurucu tümcelerini içeren bir analiz sunacağım;
ali kemal; 2 ağustos 1922 peyam-i sabah;(büyük taarruzdan 24 gün önce)
"bu zavallı vatanı mustafa kemal'in muzaffer olma ihtirasından kurtarmalıyız..."
ali kemal; 26 ağustos 1922 peyam-i sabah;(büyük taarruz günü)
"bu ankara ricalinin zihniyetiyle ancak iran'a ve turan'a gidebiliriz, edirne, izmir, istanbul istikametine gitmek hayaldir..."
ali kemal; 28 ağustos 1922 peyam-i sabah;(büyük taarruz esnasında)
"ankara efendileri akıllarınca bütün türkiye'nin dostlarımız tarafından boşaltılmasını istiyorlar..."
ali kemal; 1 eylül 1922 peyam-i sabah;(30 ağustos zafer kazanılmış, atatürk ilk hedefi akdeniz olarak belirlemiş)
"belki taarruz yine başarısızdır..."
------------------------------------
bakınız, milli mücadelemizin sürdüğü tam 4 sene boyunca milli mücadele aleyhine, kuvayi milliye aleyhine, mustafa kemal aleyhine, tbmm aleyhine yazılar kaleme alım işgal kuvvetlerinin propagandasını yapan bu kansız hain gittiği yolun yol olmadığını ancak 9 eylül'de düşman izmir'de denize dökülünce anlıyor ve günah çıkarmak için bu sefer şu yazıları kaleme alıyor;