ortalarına doğru bıraksam mı acaba ikilemi yaşatan kitap. bence dan brown da yazarken oralarda bir sıkılmış bişey olmuş. durun size bir ters köşe yapıyım derken olay akışının içine etmiş sanki, kim iyi kim kötü anlayamıyorsun.
kitabın başında kurgudur isimler gerçektekilerle benzer olabilir ama alakalı değildir şeklinde bir uyarı yapsa da madem floransayla venedikle ilgili bilgileri tam olarak yansıtıyorsun aynısını istanbulda da yapacaktın. havalimanından kazasız belasız* çıkıp sahil yoluna gelmek, ayasofyanın önüne araba çekmek kolaydı da biz mi yapmadık. hadi onu isviçre konsolosluğuna bağlı kişilere bağladık diyelim, hazarfenle sarnıcın arası 20 dk olur mu gözünü seviyim. adamları sabihada indirip kadını atatürkte indirseydin ya. onu geçtim atatürk köprüsü ne lan. illa bir atatürk geçsin diye mi? madem atatürkten bahsedicektin çarşaflı kadınlar şalvarlı adamlar yerini onun sayesinde şimdiki modern giyimli insanlara bıraktı tarzı bir şey söyleseydin. onun yerine çarşaflı kadınları el ele klasik müzik dinlemeye göndermişsin.
filmi çekilirse skyfalldeki gibi saçma bir istanbul görücez bu şekilde.
kitabın en dişe dokunur yanı dante ve ortaçağ sanat eserleri hakkıdan geniş bilgiler vermesi. insanları çocuk yapmak üzerine az da olsa düşünmeye sevk etmesi. başka bir şey değil.
yakın zamanda bitirdiğim, uzun süredir en keyif aldığım kitap.
klasik popüleri taşlayalım ya da övelimcilerden uzak kalarak, fikirlerimi yazacağım.
öncelikle dan brown'un bütün kitaplarını okudum, dijital kale ve kayıp sembol dışında hepsini de çok beğendim (favorilerim melekler ve şeytanlar ve ihanet noktası ). kendisinin okuduğum ilk kitabı ( daha çılgın popüler olmamıştı ) da vinci şifresiydi.
ama, melekler ve şeytanlar'ı hayatımda hiçbir kitabı okumadığım şekilde bir gecede bitirmiştim ( ah gençlik ).
cehennem'e gelirsek eğer, kitabın ilk 500 sayfası neredeyse bir tarih kitabı gibi. brown'u, fazla tarihsel bilgi kullanıyor, zaten bilinen şeylerle sayfa dolduruyor diye eleştirenler var, ben bu eleştirilere katılmamaktayım. Çünkü, bu bilgileri güzelce vermek, sıkmadan anlatmak bence her baba yiğidin harcı değil. kitabın son 100 sayfası ise, son zamanlarda çok tartışılan fikirlere ve kantarı kaymış etik kavramına bir bakış gibi, hem öğrendiklerim hem de tekrar üstünde düşündüklerimle, gayet keyif aldım son 100 sayfadan.
--spoiler--
kitap yine ters köşelerle geliyor, kimin ağzından çıktığı belli olmayan kısımlar, dostun düşmanın sürekli değiştiği hikayeler vs vs derken, bir ara langdondan bile şüpjelendim.
--spoiler--
eğer benim gibi bir dante hayranıysanız, assassin's creed'in ezio'nun başrolünü oynadığı oyunları baştacınızsa, herhangi bir dine ait olmadan, dinlerin mimarilerini seviyorsanız, rönesans dendiğinde bile keyiflenen biriyseniz ve son olarak, dünyanın kalabalığından rahatsız oluyorsanız, bu kitabı mutlaka okuyun.
not: kitabı okuduysanız, kitaptaki filozof biyoloğun fikirlerini tartışabiliriz, bir mesaj uzağınızdayım.
45 lv da açılıyordu sanırım. Mezarlıkta zombi partylerine girmek için skill basıp geri geri gelerek alsana ortaaam 2 alan da biz atalım iması yapılırdı.
Kitle imhasının gerekli olduğu ve başlangıç noktasının da istanbul olması gerektiğini batı kamuoyunun kafasına ekmeye çalışan bir romanın filmi.
Hedef biziz yani.
Yurdumun sığırları da bu filme gişe başarısı kazandırmaya devam ededursun.
Altın Kitaplar'a bin türlü küfür yağdırdığım kitap olmuştur... Sen git ciltli versiyonuna o kadar para bayıl, kitabın en can alıcı yerini kabak gibi kitabın arka kapağına koysunlar. Spolier'in kralını yapmıştır Altın Kitaplar ve okuma zevkinin içine sıçmıştır. Spoiler vermeden yazıyorum ki, alacak olanlar mümkün ise kitabın arka kapağına bakmasınlar. Hoş baksalar da, adamlar bas bas bağırıyor zaten cehennemin kapıları istanbul'a açılıyor diye.
kadrosu açıklanan film. gerçi serinin ilk iki filmi iyi değildii ama olsun sırf floransa için bile izlenir. felicity jones dr. sienna brooks rolünde olacakmış. diğer aktörler ve karakterleri ise;
tarzını değiştirsin, yine olmamış aynısı gibi eleştiriler almış olabilir, ama ben bu adamın tarzını seviyorum, bok yazsa bile güzel yazar bu adam. tarzı aynı olabilir, ama müthiş zeka isteyen bir senaryo, o değilde filmi çekilirse tom hanks istanbul'a mı gelecek? *
--spoiler--
ne oldu rte en az üç çocuk diyodun?!
Bertrand Zobrist'in fendi rte'yi yendi!!