bugün

1980 yapım olan film için konuşacağım.

dario argento'nun üçlemenin ikincisi. birincisi suspiria üçüncüsü ise the three mothers'dır. ilkini izlemediğim direkt ikincisini izlediğim için mi çok anlamadım yoksa film mi çok karışıktı ondan mı çok anlamadım tam emin değilim.

film three mothers denen kitap ve gizemli olaylar etrafında dönüyor. mater sospiriorum: ızdırabın annesi, mater lacrimarum: gözyaşının annesi, mater tenebrarum: karanlığın annesi.

filmdeki güzel bir repliği sizinle paylaşayım ''fakat asıl gizemli olan hayatlarımızın ölüler tarafından yönetiliyor olması.''

bundan sonraki filmlerle ilgili çeşitli metaforlar ile ilgili tespitlerim yer alacak. spoiler içerebilir, ona göre okuyun.

kazanian antikacısı 51 numara bu bana gizli deneylerin yapıldığını iddia ettikleri gizli 51.bölgeyi hatırlattı. 51'in mitolojik bir anlamı var sanırım.

mark'a kalp sorunu çıktığında da yardım eden 3 orta yaşlı kadın vardı bunun 3 anneyle alakası olabilir mi diye düşündüm ama yanında da 1 yaşlı adam vardı.

saldırgan kediler vardı. yaşlı bekar kadınlar da çok kedi besler ve biraz aksidirler genellemesine mi atıftı diye düşündüm.

kara kedi antika dükkanında bir şey kırdı bu bariz bir simge uğursuzluğun simgesi.

yaşlı adam kedi dolu bir torbayı denizin dibine atınca fareler onu yemeye başladı. bağlantılı olduğu kesin ama tam olarak ne anlatılmaya çalışıldı bilemiyorum.

filmin ismi cehennemdi ve filmin sonunda ev yanıyordu, bu da bariz bir şey zaten.

bu filmin detaylı analizi varsa birisi bana atabilirse çok iyi olur. neyse üçlemenin diğer filmlerini izleyince belki bazı şeyler yerine oturur.
bursada club yok diye ağlıyordum. iyi oldu. ahahahajhahaha

başka bişey istesem olacakmış lan.
counter da bir harita. 1.6 deatmatch efsanesi.
flame mage 45 skilidir. hey gidi günler hey.
uzun süredir bilim, felsefe ya da eğitim kitapları okuyordum. bi ufak edebiyat molası verdim ilahi komedya ile.

sanatın referanslarla yükseldiğini hatırlattı bana ve nitekim neden kendi dilimin edebiyatına katlanamadığımı da. içinden gelip yazdığın yemek tarifi gibi şiir oluyor işte. her kelimenin arkasından tarih, sanat, mimari, edebiyat, politika, felsefe, dinler, inançlar, insanlar çıkıyor. o zaman sanat gerçek anlamını kazanıyor.

tapındığım adamlardan birinin en nadide işlerinden birinin ilhamıdır inferno bi de. tüm ilham oldukları bi yana, bu adamla da tanışın istedim
(bkz: auguste rodin)
görsel

Knight online flame mage 45 skilli.
görsel
cs' de ki haritalardan birisidir.
görsel
görsel
Counter strike serilerindeki güzel bir harita neysi o cs 1.6 zamanı.
Latince; cehennem demek, the north face'in bir tulumuna verdiği isim ayrıca. Çok sıcak.
magenin en guzel skillerinden biridir.

bir avuc yer kaplayan 33 denen illetten sonra ilac gibi gelir.

zombide kasarken cok ise yarardi.
Counter Strike mapi, mage 45 skilli .
dan brown un hemen hemen bütün kitaplarını beğenerek okurum.. genelde de önce kitabını okuyup, sonra filmini izlerdim.. ama cehennem kitabını almama rağmen okuma fırsatım olmadı evde öyle duruyor en yakın zamanda da okuyacağım kitabı.. onun için kitabının nasıl olduğunu bilmediğim için filmi ile kıyaslayamayacağım.. da vincinin şifresinin kitabı çok güzeldi filmide bir o kadar güzeldi.. melekler ve şeytanların kitabı çok güzeldi filmide bir o kadar güzeldi.. eminim ki cehenneminde kitabı güzeldir ve filmide muhteşemdi.. bu filmi diğer serideki filmlerle kıyaslamak aptallıktır,, onların konuları farklıydı bunun konusu işleyişi farklı yani kitaptaki konu ne ise filmdeki konu işleyişte o dur.. filmi beğenmeyenleride anlamıyorum, kitaptan çok farkı olacağını da düşünmüyorum.. filmi beğenmeyen gitsin recep ivedik izlesin.. tom hanks robert london rolüne çok yakışıyor adeta onunla bütünleşmiş bir rol başka birinin olmasını düşünmek bile istemiyorum ve çok başarılı.. son olarak tekrar belirteyim muh te şem bir film..
Cs 1.6 da en sevdiğim mapti zamanında.
45 lv da açılıyordu sanırım. Mezarlıkta zombi partylerine girmek için skill basıp geri geri gelerek alsana ortaaam 2 alan da biz atalım iması yapılırdı.
the da vinci code ve angels and demonsa göre serinin oldukça zayıf kalmış 3. filmi. seriye aşina iseniz bir kerecik seyretmekten bir şey olmaz. ama çok büyük beklentiye girmemekte fayda. var.

bir de kitap uyarlamalarında çok fazla eleştiri geliyor. hatta diğer 2 filmin puanları da oldukça düşük. oysa filmler atmosferi itibariyle oldukça başarılı diye düşünüyorum.
Empati duygusuna tavan yaptıran film. Tom hanks'in düşmelerinde benim canım yandı izlerken.
Tek kelimeyle muhteşem hele ki irrfan khan rolün hakkını vermiş. Iyi seyirler.
En zayıf tarafı sonu öncesinden belli olan senaryo olan güzel film. O da kitabı bağlı olmanın sonucu sanırsam. Tom hanks'in oyunculuğu her zamanki klaslıkta. Onun haricinde filmle ilgili naciZane tespitlerim spoiler kısmında aşağıda.

--spoiler--

1- filmin final sahnesi yerebatan sarnıcında. Burda iletişimi kesin diyor elizabeth ablamız. Benim bildiğim zaten yerebatan sarnıcında telefon çekmiyor. Boş yere keşke iletişimi falan kesmeye çalışmasalardı. Yer üstünde bile telefon çeken yerler bizde kısıtlı. Pek bilmiyorlar bizi belli ki.

2- venedik dükü dandolo venedik'teki at heykellerinin başlarını istanbul'dan zamanında yağmalayarak venedik'e getirmiş. Niye başlarını kesip getirmiş at heykellerinin. çünkü gemilere sığmayacak kadar büyük olduğundan, ya da saklanamayacağı için atların kafasını kesip getirmiş venedik'e. Klasik tarihi eserlerde kafaların kesilip kaçırılması mevZusu. Burda da adamlar eserlerimizi çalmış diyorsun ama burda da şöyle düşünüyorum. Adamlar sanatı çalacak kadar sanatla ilgili. Bizse sanatımıza sahip çıkamayacak ve koruyamayacak kadar tarihimize ilgisiz. Bizim eserlerimize bizden daha iyi sahip çıktıkları da bir gerçek.

3- istanbul üniversitesi'ne sienna girerken istanbul'da çarşıdan başörtüsü alıp giriyor. Kendini gizlemek için diye düşünüyoruz. Üniversiteden çıkan öğrenci de başörtülü. Üniversite hocası sakallı. Müze görevlisi de sakallı. Çarşıdaki eşarp satan esnaf da sakallı. Tek bir modern türk kadını figürü yok. Tek bir seküler türk modeli de. Bunlar bir temenni mi yoksa onların gözünden türkiye mi bilmiyorum. Sanki bana birincisi gibi geldi.

4- bir de ayasofya'nın tabanına kulak dayayınca su sesi geliyor mu onu merak ettim?

--spoiler--
kitabını da okumuş birisi olarak filmini izledikten sonra birkaç paragraflık bir karşılaştırma/inceleme yazısı yazabilirdim ama filmin bitiş jeneriği akarken aklımda sadece "felicity jones ne güzel bi kadın lan" düşüncesi vardı. hala daha ne yazabilirim bilemiyorum.

öyle bir kitap,öyle bir film, öyle bir kadın.
it. cehennem.
dantenin ilahi komedasının inferno partından esinlenilerek yazılmış bir dan brown romanı aynı zamanda film uyarlaması da vardır. filmi kitabı kadar tat vermese de oldukça güzel ve heycanlı. aynı zamanda bende danteyi araştırma isteği yaratan bi yapıt. kısaca tavsiye ederim.
kitabını okumadım fakat sadece şunu söyleyebilirim, skyfall daki kadar Türkiye'yi kötü göstermemişler. güzel filmdi, beğendim.
son güncellemeler ile birlikte iyice çok affedersiniz y*rrağa benzeyen cs go haritası. yanılmıyorsam latin kökenli bir kelimedir ve cehennem anlamına gelir.

(bkz: cs go)