dahiyane bir proje. resmen bir saygı duruşu. infected mushroom'un ismiyle taçlandırdığı prodüksiyon harikası.
2 cd'den oluşan bu eserin track listesi ise aşağıdaki gibi:
cd1
01. riders on the storm (infected mushroom remix) 04:29
02. people are strange (infected mushroom remix) 04:59
03. break on through (infected mushroom swing remix) 02:12
04. love me 2 times (infected mushroom remix) 03:58
05. l.a. woman (paul oakenfold remix) 04:21
06. roadhouse blues (crystal method remix) 04:59
07. hello i love you (adam freeland remix) 03:47
08. riders on the storm (deep dish mix) 08:01
09. break on through (bt remix) 05:07
cd2
01. light my fire (hot rocks club remix)07:03
02. strange days (tc remix) 04:23
03. riders on the storm (blondie rapture riders remix) 05:39
04. the end (dave the drummer remix) 08:02
05. hello i love you (adam freeland fabric remix) 07:38
06. riders on the storm (feat. snoop dogg) (fredwreck remix) 06:16
07. break on through (infected mushroom guitar remix) 03:00
ancak çoğu kökten the doors severin pek ısınamadığı proje, the doors'un müziğini anlamakta zorlanmış kulaklar içinse tam bir takviye kursu.
döneminin dahiyane söz yazarı jim morrison'ın ustası aldoux huxley* misali kapılar üzerine kapılar açan sözlerini döktüğü şarkıların ilgisiz bir tarzca kapılarının sonuna kadar aralanması olarak da niteleyebileceğimiz albüm, resmen müzikal bir tercumanlık örneği gösteriyor.
elektronik müziğin son yıllarda kazandığı ivme de bunun cabasıyken, değişmeyen tek şey olan değişim rüzgarlarının en sonunda the doors ve remix kavramlarını buluşturacağı aşikardı. nihayetinde müzik de insan gibi evriliyor, bir devinim geçiriyor.
albümün genel performansı açısından %99'luk bir not verilebilir kanısındayım. the crystal method'tan dinlediğimiz roadhouse blues yorumu remix kavramına yakışır ve yaraşır bir performans olmuş. sıcak bir temmuz akdenizinde, kumsaldaki onca insanı ve kenarda beach volley oynayan herhangi bir takımı coşturacak derecede yerinde ve başarılı.
blondie rapture riders remix ve snoop dogg'un eşlik ettiği fredwreck remixleri ise riders on the storm'a kattıkları rapper baharatlarıyla son derece orjinal çalışmalar olurken, kişisel yorumum blondie r r remix dahilindeki aybenimsi ustanın snoop dogg'a taş çıkartabilecek bir performans sergilediği.
deep dish'in yorumladığı riders on the storm ise fazlasıyla "üçyüz-beşyüz" tandansında olduğundan "shuffle" kapsamında eğlencelik bir çalışma olmuş. bu kapsama maalesef paul oakenfoldun l a woman performansını da ekleyebiliriz.
adam sandler tarafından iki defa yorumlanmış olan hello i love you ise şarkının konseptine yaraşır derecede neşeli, oynak ve haşin*
gel gelelim isim babamız infected mushroom her zamanki gibi takdire şayan bir işçilik sergilemiş. ancak yaratıcılıklarının sınırlarına doğru uzandıklarını pek sanmıyorum.
ve kendimle çelişerek söylüyorum: böylesine dahiyane ve içinde pek çok dj'in -ki hiç biri vasatın altında değil kanımca- bulunacağı projenin ismini koymak dahi infected mushroom gibi bir grubun yaratıcılığının ulaşabileceği noktayı ortaya koyuyor.
unutmadan; the end - dave the drummer remix ise zaten hüzünlü huzurlu karışık atmosferli bir parçayı daha da iç karartır hale getirmiş. ama son derece başarılı, özellikle "this is the end" kısmının arkada sürekli devam etmesi, herşeyin bir sonu olabileceği gerçeğini adeta kafanıza kafanıza kakıyor.
diğer yönden jim morrison hala aramızda olsaydı nasıl karşılardı böyle bir projeyi hiç birimiz bilemeyiz. hem ölmeseydi şu an 64 yaşında olacak, hayata karşı olan tüm bağımlılıklarıyla, ulaştığı mertebeyi belki koruyacak belki de koruyamayacak, iyice batağa düşecekti.
belki de ruhunu mtvye satacaktı; tıpkı infected mushroom gibi.
evet 100 üzerinden 99'luk bir prodüksiyon harikasıdır bu albüm.