güzel bir ucak yolculugunda hostesi kafaya alip viskileri ceken türk yolcudur.
ucak inise gectiginde koca koca bulutlara dogru alcalirken, "ulan insallah hersey iyi gider" düsüncelerine saplanir, hicbir seyin iyi gitmedigini, hatta kafaya alinan hostesin bile tirstiginin gözlerinden okundugunu görünce o türk yolcu birden müslüman oldugunu hatirlar. "ulan icki de ictik, simdi ölsek mutlaka cehenneme atarlar bizi" seklinde düsünceler olusur kafada... ucak rüzgar daki kagit yaprak gibi savruluyordur... insan kendisini sakinlestirmeye calisirken, birden o kadar viskiden sonra, insanin midesi bulanmaya baslar... " cehennem" düsüncesinin yanina bir de "karizmayi cizdirmemek icin kusmamak" düsüncesi sabitlenir.
...kadinlar ucak havada kimbilir kac metre asagiya düsüp kendisini yeniden toparladiginda cigliklar atmaktalardir...erkekler kaslarini havaya havaya kaldirmis, kocaman gözlerle ne olup bittigini anlamaya calismaktadirlar. bizim sarhos müslüman ucagin ana kanadinin resmen yukari asagi esnemeler yaptigini görmektedir. ucak, insana hicbir lunapark aletinin vermedigi garip garip hisler yasatmaktadir. hele bir tanesi cok garip bir histir...sanki oturdugunuz yer altinizdan yavas yavas cekiliyormus gibi sanki bir tahterevalli sizin altinizdan yavas yavas kayiyormus da siz havada asili kalacakmissiniz, gibi bir histir...
sonra...o müthis düsüs olur. ilk defa neden insanlara ucak inerken kemerleri baglattiklarini anlarsiniz. altinizdaki koltuk, düserken sizi de kemer yüzünden kendisine cekmis, ve düsüs durdugunda yeniden koltuga yapismissinizdir.... sonra bir daha düser ucak, sonra bir daha....bu sefer erkeklerde ciglik atmistir... "acaba kac metre yükseklik kaybettik layn?" diye düsünürken yerin hic de öyle uzak olmadigini görürsünüz..." ulan galiba gercekten ölecegiz, keske icki icmeseydim" düsüncesi, kasmaktan yoruldugunuz mide bulantiniza eslik etmektedir...sonra koltuk sizi bir daha bosluga ceker....bu sefer ucaktan da "caaat" diye bir ses gelmistir..."ulan bu sefer kanat koptu galiba" dersiniz, bakarsiniz, kanat duruyordur, rahatlarsiniz... artik asagida arabalar falan secilmektedir, agaclar falan bir film seridi gibi akmaktalardir...."eger simdi bir daha düserse, bu sefer cakiliriz allahima" diye gecirirsiniz icinizden....evet ..dua etmeye baslarsiniz... kimsede cit cikmamaktadir ucakta... ucagin resmen saga dogru savrulmaya calistigini, pilotun devamli surette bu saga savrulmayi düzelttigini anlarsiniz...hatta ucak bir ara "yan yan ucuyormus" gibi gelir, sonra ucak durumunu yeniden düzeltmektedir...
..allahim yer artik iyice yaklasmaktadir....ucaksa saga sola yalpalanmaktadir...sonra hizla altinizdan havaalani citleri gecer, ve poooooooffff diye ucak piste tekerlek koyar...
...dizleriniz titremektedir...
ama sarhoslugunuz tamamen gecmistir... herkesin yüzünün rengi kacmistir... yaziyi okur ilk defa o yaziyi ciddiye alirsiniz...gülümsersiniz...
" welcome to frankfurt international airport"... evet ...hosbulduk...
ekleme : baslik " türbülansa giren ucaktaki sarhos türk yolcu" seklinde yazilinca 50 karakter sinirlamasini asiyor, o yüzden bu sekilde formule edilmistir.
