Efendim bu insanlar herhangibir toplu taşıma aracında ineceği durak yaklaştıkça panik yapan (hele araç kalabalıksa) kişilerdir. Genelde ya yaşlı teyzeler ya da orta yaşlı teyzelerdir. Küçük çocuklar da heyecanlanırlar ama etrafa belli edemezler onların ki en kötüsüdür.* ineceği durakta kapı açılmasa dahi utançlarından söyleyemezler o derece. Bunlara bir lafımız yok zaten. araçları kullandıkça alışırlar. Ama yaşlı teyzeler insanı çileden çıkarır. 15 dakka önceden milleti eze eze kapıya giderler. 5 kere falan inecek düğmesine basarlar. Trafik sıkışıksa ve araç durağa gelmeye yakın durduysa inecek var falan diye bağırırlar. Hatta şöförü azarlarlar. Bu sırada inecek düğmesine tekrar basarlar. Hadi metroda falan olsan neyse ki ondada inip ters yöndekine binersin. nedir bu acele anlamış değilim. söylersin şöföre durur yani. nedir o etraftakileri ezmeler, sürakli etrafa bakıp bu durak hangisiydi diye sormalar. doğru olduğunu öğrenince oh çekmeler. biraz rahat olun yahu deli etmeyin adamı herkes iniyor o durakta bir siz değil.
Otobüste ise en rahat kısım 15-25 yaş arasıdır. Dershaneye okula vs gide gele her türlü sıkışık, tepişik ortama. Otobüslerin bozulmasına, kapıların bozulmasına ve şöförün kıllık yapıp devam etmesine vs hepsine alışkındır. bu tür teyzelere de gıcık olur küçüklere bakar acır çünkü o da o yollardan geçmişdir.
ineceğe kapılara eşit mesafedeyse ve etrafı da insan yığını halindeyse, durağa yaklaşırken "hangi kapıya doğru hamle yapsam acep?" diye ikilemde kalan şahıstır, kimi zaman sevimli de olabilmektedir.
başlığı gördüğüm de oha dediğimdir.benden bir tane daha varmıdır diye daha dün düşünmüştüm.
şehir içi otobüslerde hep diken üstünde oturur ve her daim hayal gücümün sınırlarını zorlayıp kalp atışlarımı hızlandırmak suretiyle gereksiz olduğunu bildiğim ama ufaklıktan kalmış ve geçmeyen,geçeceğini de düşünmediğim bir fobidir.
hayır insan bi stres oluyor. oturuluyorsa eğer kaç saniye önceden kalkmak gerektiğini, o kalabalığı aşıp kapıdan çıkana dek şoförün kapıyı kapatabileceğini falan düşünüyor.