Benim için sihirli bir kelime.
indirim lafı geçince karantinada makarnam bitmiş de son makarna alma şansımmış gibi hissediyorum.
Az önce indirimde diye 2 ruj aldım.
Ne yapacaksam?
artık maskenin üzerine sürerim.
Bu arada mac'te rujlarda %50 indirim varmış kızlarcım, bilginize.
indirimsiz tüketimde sermaye sahipleri bizi aşırı siker. Şöyle ki 2 sezondur sürekli mango’ da gördüğüm ve sahip olmayı istediğim elbise 200 liraydı. Kıyafet markaları konusunda muhafazakar tutumda değilim.
Perşembe pazarlarından aldığım 1 liralık (evet gerçekten 1 lira) tişört de giyerim 80 liralık tişört de. Ama artık kendimi keriz hissetmemek için gidip bi tişörte 80 lira vermem, eskidendi onlar hep.
Neyse konumuza dönecek olursak o hep gözümün kaldığı 200 liralık elbise bu indirim adı altında yapılan mağaza revizyonuyla oldu sana 20 lira. Hemen aldım elbiseyi kaçırmadım.
Bu fırsat mıydı yoksa 200 lira yerine 20 liralık mı siktiler muallaktayım;
şimdi indirim mantığında şu detay var, onun ayırdında olmak lazım:
kesinlikle, vitrinleri: "yüzde seksen indirim yaptık" "3 alıyosun 2 ödüyosun" "taşınıyoz o yüzden zararına veriyoz" "ahan da kafayı yedik üste para veriyoz" gibi uyarılarla şenlenen ve metrekaresine 38 hanfendinin düştüğü kalabalık dükkanlardan istediğiniz sonucu elde edeceğinizi sanmayın. o tarz yerlerde genellikle hiç kimsenin beğenmediği, kalıplarında sorun bulunan, defolu ürün olma yolunda çığır açan ve aslında fiyatında herhangi bir indirim yapılmamış ürünler bulunmaktadır. herkes ürünlere bakar bakar, "bu ne lan" der çıkar.
zaten mekanın kalabalık olmasının sebebi odur. "bu ne lan" hipnozunun etkisindeki kişi uzun bir süre ayrılamaz mağazadan. yenilgiyi kabullenemez.
asıl indirim tenha dükkanlardadır. bir ürünün son numunesi kalmıştır elde. o indirimli satılır. herhangi bir ayakkabı mağazası, yeni piyasaya atılan bir markanın ürünlerini getirtmiştir. gider bakarsınız gayet hoş, daha pahalılanmadan alırsınız.
bunun yanında; değiştirilmesi lazım gelen ancak unutulan fiyat etiketleri, ürünün sağlayıcısıyla yaşanan iletişim kopukluğu, dikkat çekmeyen mağazalardaki keşfedilmemiş cevherler gibi nice faktör, esas "indirim" dediğimiz olguyu meydana getirirler.
onun dışında, tüketmeye gönlünü adamış ve özellikle dış görünümü dışında hiçbir boka önem vermeyen boş insanlar sürüsü ülkede bu yoğunlukta oldukça, ortalama iq seviyesine sahip hiçbir satıcı indirim yapmaz. boşa ümitlenmeyin.
Dream tv de Selin Toktay'ın sunuculugunu yaptıgı moda programda in-dream seklinde gördüğüm o anda yüzümde müstehzi bir ifadenin peyda olmasına sebep olan sözcük.