akşam vakti kedilerime bakarak gözyaşı dökmeme neden olan film. (finalinde tabi)
ayrıca, kedilerimin manasız manasız suratıma bakmasına neden olan filmdir. (finalinde ağlarken tabi)
çıkması üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen ve gerek vizyonda olduğu süre içerisinde gerekse "dvdrip" piyasasına düştüğü süre içerisinde dahi izlemediğim filmdi. hatta konusu hakkında olsun, film hakkında olsun hiç bir yorum dahi okumamıştım. bu entariyi yazdığım akşam kanal d de gösteriliyordu yine izlemedim. Ancak gece 2 - 3 civarı can sıkıntısından filmlerimin olduğu hard-diskime göz gezdirirken gözüm bu filme ilişti ve zaten "piyasa olma" konusunda b*ku çıktığından, izlediğimi kimse sallamayacağından falan izledim filmi sonunda.
izledim izlemesine de bu film bildiğin benim en çok acı çektiğim ilişkimden arak olmuş yahu. başroldeki hatun birebir çıkarmış bizimkisini zaten mimiklerdir (şimdi bunada kimse b*k atmasın, ikili ilişkilerde çocuklaşmalar vs. insana çoğu zaman sıcak gelir.), post-it'lerdir ortalıktan kaybolmalardır. 4 yıl önce kızın zor bir durumdayken eve getirilmesi. ilk öncesinde "sevişmek yok" olayı. ilişkiye has o ana dek hiç görülmemiş metinler / cümleler. ilk ayrılıkta enfes bir şarkı yazılması. iki farklı nokta varki bizimkinde aids yoktu ve sonunda ölmedi. ama bunları "dramatikleştirme" olarak görürsek, ailesinden kaynaklı sinir hastalığı vardı. bu döneme girdiğinde aids gibi birden herşeye sınır gelirdi falan. sonunda ölmedi ama omuzlarda falan yatıpta gitmeler... o gittikten sonra onun için yaptığınız bir çalışmanın çok tutması (söz konusu yazılan şarkı).
neyse filme gelince, bu kadar arağı gördükten sonra herkes çok etkilendiğimi yada nefret ettiğimi zannedecektir ama benim için gayet orta-karar bir filmdi. zaten bir çok kişi basit mantık hatalarından bahsetmiş. bencede konuda çok basit mantık hataları var (kondom olayı, halil sezai'nin sigara sönme olayı, kızın o yaşa kadar nasıl geldiği vb.). ayrıca bir eksi yönüde filmdeki metin'e aşık olan bardaki solist hatunun pek işlenmemiş olmasıydı. artıları ise zaten artık kalbur üstü türk filmlerinde sıkça görülen kaliteli müzik bağdaştırmaları ve mekan seçimleriydi.
beni ağlatmadı. ama dramatize edilişi göz önüne alındığında gayet etkileyici olduğunu söyleyebilirim.
izlersin..aradan günler geçer..bir gün keder basar evini..ve açarsın izlersin tekrardan..son sahne gelir..oyuncuların oyun oynamadan oynaması..ses tonları,el tutmaları ve ağlamaları..sonra arkadan bir müzik koymuşlardır..son sahneleri izlersin..internet kafede kimseden utanmadan ağlayarak..
karadeniz'in en ünlülerinden.
içine genelde fındık parçaları da ekliyorlar.
Malzemesi:
1 kilo incir
2 kilo şeker
limon ya da limon tuzu
Yapılışı:
incirler yıkanır. Kabukları soyulur. Bir kaba konularak üzerine şeker dökülür. Bir gece bekletilir. Bu süre içinde incirlerin suyu çıkar. Reçel katı olsun isteniyorsa az, sulu olsun diyorsanız çok su katılır. Ocağa konulur. iyice kaynatılır. Kaynama sırasında oluşan köpükler kaşıkla alınarak atılır.Limon yada limon tozu ilave edilir. Bir taşım daha kaynatılarak ocaktan indirilir.
bana "ıssız adam"ı hatırlatan, oyunculuk ve senaryo bakımından vasat, bana çok ama çok uzun gelen film. allah affetsin ama kıza uyuz oldum, seyrettikçe alışırım heralde dedim ama olmadı. bu kadar yapmacık olunur mu kardeşim. filmde güzel sayabileceğim tek şey mekanlar; galata, istanbul.. ama bu son yazdığımda objektif değilim. içinde istanbul barındıran her filmin bu yönüne artı oy veririm.*
ağlamak için kıçımı yırttığım, ama beceremediğim sözde dram olan ama bana nedense komedi gibi gelen film. Bu filmden sonra aşk acısı çeken ergenler tarafından halil sezai keşfedilmiştir. Yapıyorsunuz bari düzgün bir senaryo bulun. Bu ne ak. isyeeeagggn.
gerçeklikten uzak oyuncu performansları ondanda kötü film...
herkese renkli günler
dikkat: ben kaybedenler kulübünüde beğenmemiştim popüler kültür insanları...
bu filmi beğenenlere devlet ruhsal durum testi yapmalı ve gerekli gördüğünün sokağa çıkışını yasaklamalı. arkadaş ben laf sokmaktan bıktım hergün yeni bi tane aayyyy çoğ güzel fiiiilm öpüşemiyo mu onlaaeeaeer diye mantar gibi türeyenler bıkmadı. devlet yasaklasın arkadaş bunu. evet.