ya bu reçeli bu filmden öncede severdim ama şimdi sanki bu reçelin konusu açıldığında ve "çok severim" dediğimde kendimi film çakması apaçi gibi hissediyorum. içten içten sevmekte fayda var.
ortalık durulsun, film azıcık unutulsun yine bağıra bağıra söylerim sevdiğimi. *
hastalığın bulaşma sebebini bu kadar irdeleyecek, üstüne bu kadar yoracak ne var amına koyim. gösterime girdiğinden beri babasından bulaştığını nasıl farketmez diye yapılan tantananın haddi hesabı yok. duruluğu, sadeliği ama duyguları bir o kadar yoğun hissettiren bir film. niye bu kadar tebelleş oluyorsunuz, ne güzel sahneler var amına koyim. ne bulaşma süreciymiş lan, ota boka sarmaktan içindeki güzellikleri farketmiyorsunuz. ne bekliyordunuz, iki adamın aynı kıza aşık olup birisinin kızı almasını mı? koca bir ailenin onlar kavuşmasın diye mutluluklarına engel olmalarını mı? klişe diyerek bok attığınız kurgu özgündür. acıyı iliklere kadar hissettiriyor. hüzünün gırla olduğu, ağlak seyredilecek bir film değil. o kadar da abanılmamış.
--spoiler--
tek bir kan damlasının bile mutluluğu engellediğini, tek bir anın her şeyi bitirebileceğini gösteriyor film.
--spoiler--
çok saçma bir senaryoya sahip filmdir. düşüş, bir rüya için ağıt filminden o kadar çok çalıntı vardır ki görüntüde bunun size rahatsızlık vermesi yeter. o kadar övgüden sonra fos çıkması beni üzdü açıkçası.
facebook yüzünden izlemeden nefret ettiğim film. aşk tesadüfleri sever ve ıssız adam da öyle. her sene mutlaka böyle bir facebook fenomeni film çıkacak. *
o karanlık su akan odada gitarla söylenen "isyan" filme renk katmış. bir de sevgilisi zannettiği kişinin kızın babası olduğunu kundaktaki bebek anlardı.
gayet guzel bir filmdir. prezervatife ihtiyac yoktur bu filmde cunku ask sadece cinsellik degildir. nedendir bilmiyorum bu filmi izleyen butun erkek arkadaslarim duygusala bagladilar. sanirim bende duygusala baglandim biraz.
gereksiz yere abartılmış türk filmlerinden sadece bir tanesi. aynı konuyu yıllar önce bir televizyon dizisinde izlemiştim. 2 saatime acıdım denebilir. verdiği tek mesaj ön yargılarla ilgili olan yerdir.
üzücü bir filmdi. bir film sırf üzücü olmamalı, üzmek için yapılmamalı lakin bu film böyleydi. başka mesaj varsa da ben anlamadım, totomla izlediğimden. ayrıca 1 kadınla 1 adam o kadar kolay kaynaşamaz, kaynaşıyorsa ne ala fakat erkekler pek evine her gün rahatça gelebilen kadına öyle kibar davranmaz.
izlemeyip izlemeyip en sonunda boduma giderken oobuste izledigm film. Simdi oncelikle film guzel, senaryo akisi yerinde duzgun. Ama oyunculuk tirt mi ne ya da ne bilim aglayan aglamis ama ben duygusal adamimdir tamam uzuldum icim burkuldu ama aglayamadim yani. Ezel de final de eysan ile ezel bulusmus ama eysan olmus kavusamamislardi. Oyunculuk ve sahneler beni hungur hungur aglatmisti. Eksik olmus oyle seyler ama onun disinda gayet hos.. ve son olarak filmin en sacma kismi herkesin soyledigi gibi babasi oldugunu anlamamasi. Lan adami gorunce benim aklima ilk o gelmisti insan sorar falan yahu. Neyse taktir edilesi film. Bu arada incir sevmem recelini de sevmem herhalde.
çok abartıldı bu film. fikir fena değil gibi görünüyor ama sonra saçmalıyor. anlamıyorum sözlük bunlar niye sevişmedi? kaçıncı yüzyılda çekildi lan bu film.
--spoiler--
tam dikkat etmedim ama başta senaryoda belaltı komedi yok diye bütün senaryoları çöplük gören lavuk sonradan geçirdiği evrim sonucunda aşk filmini kabul ediyor.
--spoiler--
"babam ve oğlum"la karşılaştırıyorlardı bir bakayım dedim, uzaktan yakından ilgisi yok uyandırayım.
bir ay önce sinemada izlediğim, boş yere vermişim dediğim, bu gece tv'de yayınlanan ve yine boş yere para vermişim dediğim film.
ne anlatıyor? hiç
vermek istediği mesaj ne? hiç
ergenleri etkisi altına alabilecek kadar basit bir kurguya sahip film. gerizekalı asıl oğlan adamın kızın babası olduğunu anlamıyor. peh peh peh.
aylarca bir eve post-it yapıştırmak mümkün müdür?
zaten o kızı doktorlar dizisinden beri sevmem.