Barnabas incili hakkında sözlüğümüzde şöyle nadide (bkz: barnabas incili) bir başlık mevcuttur. -Bu sebeple Barnabas ve incilini yeniden açıklamayacağım.-
Yetinmeyen dostlar hizmetkar google'a da sorabilirler.
Bu yazıya ilişkin öncelikle son notlara göz atmanızda fayda var.
Kilise, barnabas incilini reddetmek için seçtiği en güzel strateji O'nu bir müslümanın yazdığını idda etmektir zira barnabas'ın incili alenen kendisinden sonraki
elçiye işaret etmektedir.Kilise uzun yıllardır sürdüğü politika gereği, incil, zebur ve tevratta islam peygamberine işaret olmadığını ispatlamaya, açıklamaya
çalışmaktadır aksi halde kilise yok hükmündedir. - Kilisenin bu çabalarının ne derece haklı olduğu ya da olmadığı başka bir başlıkta tartışılabilir-
Kilisenin barnabas incilini reddinin ilk adımları bir hayli gülünçtür. ilk referansları kilise liderlerinin hazırladıkları listelerde böyle bir kitabın
bulunmamasıdır. Kilise öğretisini,teslisi yok sayan bir incili kilise liderlerinin zaten listeye alması komik olmaz mıydı ?
ikinci adım barnabas incilinin diliyle alakalıdır. Kilise orjinal dilinin italyanca olmadığını bildiği halde, günümüze çok azı ulaşan ispanyolca tercümenin kapağında
"Mustafa de Aranda adında bir ispanyol Müslümanı tarafından italyancadan ispanyolcaya çevrildiği" ifadesini görünce " Hadi canım ehehehe hem gerçek incil hem
italyanca ne alakaa ?" gibi komik bir savunmaya geçmelerini sağlamıştır.
üçüncü adım ise john Toland'ın 1718'de yayınladığı bir eserinde 1709 yılında amsterdam da keşfettiği yeni bir incilden söz ederken adını "Müslüman incili" olarak ifade
etmesiyle başlar.- Kilise bu incilden ilk defa bu eserde bahsedilidğini söyler- Ayrıca müslümanların bu incilden 1734'te basılan bir kuran çevirisi (George Sale)
sayesinde haberdar olduğu ve uzun süre bu konuda tek kaynaklarınında bu çeviri olduğu idda edilmiştir.
Peki O halde müslümanlar, John Toland'ın 1718'de müslüman incil'i dediği barnabas incilinden 1734'te başka bir eserden dolayı haberdar oldularsa bunu nasıl
müslümanlar oluşturmuş olacaktır ? Eğer bu incili müslümanlar, mevcut incili reddetmek için yazmış olsalar ilk defa George Sale tarafından hazırlanan bir kuran
çevirisinde duymak yerine, George Sale'in bunu müslümanlardan duyması gerekmez miydi ? Aksi halde barnabas incilini reddetmek için hazırladıkları bu incilin ne anlamı
vardı ?
ve Dördüncü adım
Dördüncü adımda kilise, Barnabas incilinin içeriği ve Kuran içeriğini karşılaştırarak benzerliklerden söz etmiş, bu bilgilerin çok benzediği için bunu yazanın bir
müslüman olduğunu ve bu bilgilerin incil'de yer almadığından bahsetmiştir.
4.1 islam alimleri bu incilden bahsetmiyor.
Kilise burada Barnabas incilinin 16. Yüzyıla kadar bilinmediğine işaret etmektedir ancak bu incilden ilk kez 1718 John Toland'ın bahsettiğini söylememiş miydi ?
( Hadi bakalım ilerledikçe 1.yüzyıla kadar gideriz belki de )
( ikinci seviye not: 16. yüzyıl 1500 ve 1599 yılları arasındadır fakat John Toland bu incilden 1718de yani 18. yüzyılda bahsetmiştir. )
El-Mes'udi, ibn Teymiye, ibn Kesir gibi isimlerin bu incilden söz etmeyişlerinden bahseden kilise, bir hata daha yapmıştır. ibn Teymiye 13 yy.' da, El Mesudi 10. yy.'
da , ibn Kesir ise 14. yy.' da yaşamıştır. Bu isimlerin barnabas incilini eserlerine konu etmemelerini kanıt olarak gösteren kilise ne yazıkki birinci iznik
konsili'nin bu ibni teymiye ve ibni kesirden ortalama 9 yy., El Mesudi'den 5 yy. önce yapıldığını, yine ikinci konsilinde 8.yy'da yapıldığını unutmuştur. Hristiyan
peygamberinin tanrı olmadığı görüşünü savunan arius'un yazılarının ve bildirilerinin imha edilmesi yine ilk konsilden sonradır. Böyle bir konsilden sonra barnabas
incili gibi bir incil'in yaygın olarak bilinmesinin mümkün olmadığı açıktır ve bahsedilen ibn teymiye, ibn kesir gibi isimlerin bu incili konu etmemelerini işaret
etmek yanlış olur.
4.2 Barnabas incilinin yazarı müslümandır.
Kilise bu iddiasını barnabas incilinde bahsedilenlere dayandırır. Bu incilde tanımlanan islam peygamberi, hristiyan peygamberi, gibi kavramlar tıpkı
islamiyette tanımlandığı gibidir.
islam inancına göre islam peygamberi, peygamberlerin sonuncusudur ve tüm peygamberlerden üstün kılınmış diğer peygamberlere bahşedilmeyenler kendisine
bahşedilmiş hatta kainatın onun için yaratıldığı, islam inancı içinde yer almıştır.
"isa cevabında şöyle dedi: Allah, Muhammede dedi ki: Sabret ey Muhammed, çünkü cenneti, dünyayı ve insanlardan sana bahşedeceğim büyük bir kalabalığı sırf
senin için yaratmak istiyorum. Öyle ki, seni kutsayan kutsal olacak, seni lanetleyen lanetlenecektir. Seni dünyaya gönderdiğimde, kurtarış elçim yapacağım ve sözün
sadık olacaktır. Gök ve yer bile zaaf gösterebilir, ama senin imanın asla zaaf göstermeyecektir. isa, Onun mübarek adı Muhammedtir dedi. işte o anda kalabalık
seslerini yükselterek, Ey Allah! dediler, elçini gönder! Ey Muhammed, dünyayı kurtarmak için çabuk gel!" ( Barnaba, 97:14-18.)
isa dedi ki: Onu gördüğümde içim teselliyle doldu ve Ona, Ey Muhammed dedim, Tanrı seninle olsun. izin ver, çarıklarının bağını çözeyim; çünkü eğer bu
mertebeye erişirsem büyük ve kutsal bir peygamber olmuş olurum ( Barnabas, 44:30-31.)
islam inancında, islam peygamberine iman eden ilk kişinin ilk insan Hz. Adem olduğu inanışı vardır. Yine barnabasta buna ilişkin olarak ;
Adem ayağa kalktığında gökte bir yazının güneş gibi parıldadığını gördü: La ilahe illallah Muhammedun Resulullah (Allahtan başka tanrı yoktur; Muhammed
Allahın elçisidir). Adem dedi ki: Tanrım Rab sana şükrederim, çünkü lutfedip beni yarattın. Ama sana yalvarırım bana haber ver: Muhammedun Resulullah ne
demektir? Allah cevap verdi: Ey kulum Adem! Bu, senden çok sonra dünyaya gelecek ve elçim olacak olan oğlundur. Her şeyi Onun hatırı için yarattım. O geldiğinde,
dünyaya ışık saçacaktır. Onun nefsi, evren yaratılmadan altmış bin yıl önce göksel yüceliğe konulmuştu. Adem, Allaha yakardı: Ya Rab bu sözleri ne olur elimin
tırnaklarına yaz. Allah bu yazıyı böylece ilk insana bahşetti. Sağ elin başparmağında La ilahe illallah, sol elin başparmağında ise Muhammedun Resulullah
yazılıdır ( Barnabas, 39:14-26.)
Yine islam inancında var olan önceki din ve kitapların tahrif edilmiş olduğu kanısı barnabas incilinde hristiyan peygamberinin ağzından -iddiaya göre-
yer almaktadır.
isa dedi ki: Size doğrusunu söylüyorum; Musanın kitabından gerçek silinmeseydi, Allah babamız Davuda ikinci kitabı vermezdi. Davudun kitabını
bozmasalardı, Allah bana incilini vermezdi. Çünkü Tanrımız Rab değişmez. O tüm insanlığa tek bir mesaj verdi. Allah Resulü geldiğinde, günahkârların kitabımda
bozduğu her şeyi ortadan kaldıracaktır (Barnabas, 124:8-10.)
Kilisenin bu savunması karşısında açıkçası objektif olmak için Kuran'ı referans göstermemek gerekir. Bu objektif bir başık açısı olmayacaktır fakat bir anektod
düşmekte fayda olacaktır.
Kilise her nedense, kendisinden önce indirilenlere inanmakta varlığını reddetmemektedir ancak kendisinden sonrakine inanmamaktadır dolayısıyla son olduğunu
düşünmektedir.Bu sebeple kendisinden sonrakini müjdeleyen bir incili kabul etmemesi, bunu bir müslüman'ın yazdığını iddia etmesi çok normaldir. En başında da
söylediğim gibi aksi halde kilise inanç konusunda yok hükmündedir.islamiyet ise kendisinin son olduğunu söylerken, kurandan önce tüm gelen vahiy ve kitapları kabul
etmektedir ( onların tahrif edildiğini söyleyerek.) ve kutsal kitabında kendinden önceki dinler, peygamberler hakkında bilgi vermektedir.
Yine de objektif olmayacağından bu konuda islami referanslı cevaplar vermekten kaçınıyorum.
4.3 Kuranla çelişme
Kilise buradaki savunmasında önce müslüman'ın yazdığını iddia ettiği bir incili şimdi kuranla çelişmekle redddetmeye çalışıyor. Peki o zaman şunu soralım :
Eğer bu incili bir müslüman yazdıysa kuranla çelişki yaşamaması gerekmez mi ? veya Eğer kuran, yaratıcı tarafından indirilmediyse, onu referans alarak barnabas
incilinin onunla çeliştiğini iddia etmek nasıl bir buhrandır ? Bu gibi bir çok soru sorulduğunda bu savunma temelden yanlıştır.
Yine Barnabas'ta ( 42:5-11.)
isa itiraf ederek dedi ki: Size doğrusunu söylüyorum; ben Mesih değilim. Onlar bunun üzerine, Sen o halde Elia mı, Yeremya mı yoksa evvelki peygamberlerden biri
misin? dediler. isa, Asla! dedi. Sen kimsin? dediler, Söyle ki, bizi gönderenlere tanıklıkta bulunalım. isa, Ben dedi, Yahudiyede haykıran ve Rabbin
Resulünün (Muhammed) yolunu hazırlayın! diyenin sesiyim
ifadesini Kuran'da (örneğin Al-i imran 3: 45.)
Melekler demişti ki: Ey Meryem, Allah sana, Kendinden bir sözü, adı Meryem oğlu isa olan Mesihi, dünya ve ahirette şerefli ve Allaha yakın kılınanlardan olarak
müjdeler ifadesi ile karşılaştırmıştır. Kuran'da hristiyan peygamberinden Mesih olarak bahsedilmesini referans alan kilise açıkladığım hataya düşmüştür. Eğer Kuran,
referans alınacak kadar gerçekse, ona iman etmeniz eğer gerçek değilse de o'nu referans göstermemeniz gerekmez mi ?
Her din, gönderildiği dinin üzerinde değişiklikler yaşatmıştır. Bu sebeple incil olduğu iddia edilen bir kitabı, başka bir dinin kitabı ile karşılaştırırken hataya
düşülür.Halbu ki o, incil olduğu iddia ediliyorsa mevcut olan incil ile karşılaştırılmalıdır. Eğer başka dinlerin kitapları referans alınırsa, o dinlerin kitaplarının hükümlerinin gerçekliği reddedilemez .
(Elbette din temelinde ki konular karşılaştırılabilir, mesela yaratıcının sıfatları semavi dinlerin mantığı gereği her kutsal kitapta aynı olmalıdır ancak uygulamalar,
sıfatlar, isimler gibi konularda dinlerde farklılıklar mevcuttur).
Son Not1: Burada yer alanlar hiçbir inanışa, inanç kurumuna, hür vicdanlara saygısızlık, incitme, aşağılama amacı taşımamaktadır. Şayet rahatsız olan bir okuyucu varsa
derhal şahsımla iletişime geçebilir.
Son Not2: Bu derece uzun bir yazının, sozluk populasyonunun mevcut yazarları tarafından okunacağına pek inanmasamda, şurda dursun. Belki okumayı araştırma yapmayı
seven birileri hizmetkar google sayesinde fayda görür.
Son Not3: Yazıyı hazırlarken olabildiğince objektif bakış açısıyla herhangi bir dini referans almadan hazırlamaya çalıştıysamda eğer taraflı olduğunu düşündüyseniz,
yine bana ulaşabilir, eksileyebilir, o güzel entrylerinizle beni boğabilirsiniz.