aslında kuranda bu çelişki tamamen mekke ve medine döneminden kaynaklanıyor. zaten kuranı okuyorsanız bunları iki kategoride anlamanız lazım. mekke de kuran iyimserdir, hırisityanı da yahudiyi dost görür. zaten saldırganlık da barındırmaz. ancak medine ayetleri yani muhammed in güçlenmesi durumu değiştirir. bir çok sevgi ayeti savaş ayetiyle nesh olur. hırisityan ve yahudiler artık dost falan değildir hatta dost olmayın derler.
geçen bir ortodoks hırisityanı dinledim olayı ayetlerle çok mantıklı bir çerçevede incilemişti. islamın sevgi dininden canavarlaşma sürecine nasıl büründüğünü anlamak için tarih bilmek de şarttır. ayetler çünkü durumlar üzerine geliyor.
işte o tahrif oldular meselesi de böyle. onları yok sayma, islama koşulsuz itaat etmeleri için yazılmış ayetler.
detaylar üzerinden bakılırsa yanlış bir yargıyla yanlış zannedilen, ancak meseleye allah'ın sıfatları üzerinden yaklaşıldığı zaman doğru olduğu açıkça görülen gir gerçektir. bu noktada insanoğlu'na düşen, "ben nerede yanlış yapıyorum da bu kitapların tahrif ettiği yanılgısına düşüyorum" şeklinde kendini sorgulamak ve doğruya ulaşmaktır.
öncelikle islam inancı ile hrisityan inancı arasında çok fark var. islami algıyla baktığınızda şu soruyu sormanız muhtemel: yahu bu kadar incil neden var?
demek ki bozulmuş.
şimdi hrisityan inancına göre( bana göre isa diye biri yok ama o inanca göre anlatacağım) isa peygamber falan değil ve kendine kitap falan verilmesine gerek yok çünkü sözü zaten tanrı sözü.
dolayısyla incil neden bu kadar çok demeyi bozulduğuna kanıt sunmak saçma oluyor, çünkü incil zaten havarilerin aktardıkları ikisi havari diğer ikisi ise pavlusun öğrencileri.
yani kişiler aktardığından tonlarca incil olabilir önemli olan kaçının kabul edildiğidir.
ikinci olarak ise teslis konusu, bu konunun üzerine olan tartışmanın haddi hesabı yoktur. anlaşılması zordur ama ben genede anlatayım.
kısaca: tanrı için mekan ve zaman algısı yoktur, tanrı için şurada veya burada, şu anda veya bu anda olmak diye bir şey olamaz.
yani tanrı bir 10 yerde veya 10 anda görünse siz tanrı 10 tanedir diyemezsiniz.
işte isa nın görüntüsü de tanrının görüntüsüdür. bu iki tanrı olduğu anlamına gelmiyor onlara göre. oğul lafını özü belirtmek için kullanıyorlar zaten gerçek anlamda değil.
ha olabilir mi böyle bir şey, bunlar da inançlı insanlar sonsuz bir güce inanıyorlar her şey mümkün ama tabi ki bana göre saçma.
kendi görüşlerime gelecek olursam, hristiyanlık diye bir şeyin isa ile ilgisi yoktur. isa diye birinin bile olduğu din dışı kaynaklarda geçmez. hatta meyremin olduğu incilde bile geçmez. ( kabul edilen incillerde)
isa yahudidir ve yahudi reformcusu gibi bir şey olmaktan öteye varsa bile gidemez.
hrisityanlığı pavlus kurmuş olması aşırı derecede muhtemeldir ancak müslümanlara da katılmıyorum. müslümanlar isa nın yaşadığını, peygamber olduğunu kabul ederler, çarmıha gerildiğini ve dirildiğini kabul etmezler.
oysa hrisityanlık baştan aşağıya pavlustur ve isa nın din getirmek gibi bir gayesi yoktur.
hatta tevratta olan mesih tanımına isa o kadar benzerdir ki isa mesihtir dersiniz, çarmıha gerileceği, öleceği, üç gün sonra dirileceği bunlar hep var. bakışım bu yönde yane.
incil okundugunda tahrif edilmiş olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır. çelişkiler yogunluguna tek örnekle noktayı koyalım eski ahitte yaratıcı tek olduğu Halde yeni ahitte üçlenmiştir( baba,oğul,kutsal ruh )
oğul hem peygamber olarak geçer hem de oğul.bir çelişkiden diğerine böyle yol alır.
He ya nasıl anlamadıysak. La bi siktir git demek geliyor ağır olacak diye söylemedim sayın. Bu ne islam düşmanlığı lan. Bariz açık olan şey kendileri kabul etmiş bizim kemalistlere bak. Alim bunlar yahu. Bize saldırmayı bırakın.
bu başlığa inanlar dünyaya aydan yeni gelmiştir herhalde çünkü buna inanan kuranı kerimi inkar eder onu inkar eden dinden çıkar aman dikkat edelim aklımıza suphe dusmesin.
herkesin dini kendine kavga etmeyin bakayım.
ulan şu mahşeri çok merak ediyorum acaba kim haklı çıkıp ''koyduk mu'' işareti yapacak. harbi lan ölüyorun meraktan.
bazı gafillerin kabullenemediği gerçektir. her kendini peygamber ilan eden adam yazdığı kitaba değiştirilmemiştir, değiştirilemez yazar zaten. bu kadar mı salaklaştınız. kuranda yazan değiştirilemez ile bu kitaplar arasındaki fark ne ? islam diğer kitapları da kabul etmiyor muydu ? ha birde bu peygamberler şöyle bişey yazarlar kitaba ki bu anahtar cümledir; 'sorgularsan cehenneme gidersin ! '
amma velakin insan birşeye körü körüne bağlandığı zaman ona artık hiçbirşey anlatamazsınız. bununla ilgili deveye hendek atlatmak deyimi yetersiz kalmaktadır. bunun yerine deveye ters takla attırıp, kafasını bacaklarının arasından geçirip, hörgücünü yalatmak tümcesi kullanılması tavsiye edilir.
enteresan bir durum söz konusudur.
müslümanlar tahrifattan bahsederler, fakat bazı konularda da bakın tevrat ve incil de böyle demektedir diyerek görüşlerini o kitaplardan da desteklemektedir.
sanki hangi ayet tahrif oldu hangisi olmadı listesi ellerindeymişcesine...
musevilik, hristiyanlık ya da islamiyet üçüde vahye yoluyla ortaya çıkmışlardır. 3 dinin tanrısı da Allah'tır. din birliği hiç bir zaman sağlanamamıştır ama bu kendine göre öteki dinin kötü olduğunu göstermez, göstermemeli.. senin dinin en iyisi diğerleri pis kaka olmaz kardeş.
bunu anlamak için 3 kitabında teolojisine bakmak gerek ve birden fazla farklı fırkalarına. mesela keldanilere gidin incili sorun size nasıl tahrif olduğunu kendileri anlatsınlar, tel aviv'deki ırak'taki eski dönem ehli kitap ferisi yahudilere sorun, sizlere tevratın nasıl tahrif edildiğini yine kendileri anlatsınlar, ki bu insanlar müslümanlarda olan ibadetleri yerine getiren kişilerdir. keldanilerde de namaz vardır, tabi onlar hıyome derler, ferisi yahudilerde de oruç, salat gibi tüm gelenekleri korumuşlardır. metinleri sadece tarihsel vakaları bilmek adına kullanırlar ve bazı mersiyelerden yararlanırlar. olay bu. müslümanların tartışmasına dahi gerek yok.
tartışılacak, üzerinde kafa patlatılacak bir şey değildir.. hala, "kitap benim kitabım", "tek doğru benim öğretim" diyen adam, gitsin tibet rahipleriyle ölüme hazırlansın. incil'e göre tek doğru kendi kelamı ve isa, museviye göre eski ahit, müslümana göre kur'an.. neyin tartışması? ortada tek bir realite yokken, birçok yorum farklılığı varken, hala "benimki doğru diğerleri tasnif edilmiş" demek neye delalet? senin kitabının meşruiyetini, senin öğretinden başka kim doğruluyor? felanca kitabın doğru olduğunu nasıl anlayacağız?
her gelen din, kendinden öncekini tanımıyor, museviler ve hıristiyanlar muhammed'in nebiliğini tasdik etmiyor.. hala da: yok "o bozuldu", "bu bozulmadı" muhabbeti amk.. adam hıristiyan öğretisini çürütmek için, kur'andan örnek veriyor. olaya bak, o adama göre de sen yanlıştasın. bu nasıl bir referans alma yahu.
deki, "benim öğretim böyle.. bunlar yapılırsa tanrıya layık bir insan olup, cenneti hak edebilirim". de ve geç..
ne dediği anlaşılmayan ateist zırvasıdır.
değiştirildiyse hepsi mi değiştirildi.
tevrat'ta hazret-i musa'dan bin sene sonraki olaylar anlatılıyor.
incil zaten roman; ne olduğu belli değil...
buradan nereye varıyoruz yani:
"kuran'a da inanmayın."
ayıbettin, seni mi kıracaz?