"Luka Zigori tarafından 1944 yılında kurulan inci Pastanesi'nde sabah saatlerinden itibaren devam eden tahliye işlemine tepki gösterildi. 78 yıldır faaliyette olan inci Pastanesi boşaltılırken, tahliye kararına 30 günlük itiraz hakkı olduğu ve bu süre dikkate alınmadan tahliyenin başlatılmasının hukuksuz olduğunu belirten bir kişi gözaltına alındı, Çevik Kuvvet ekipleri kapıda bekledi.
inci Pastanesi çalışanları, bundan sonra ne olacağını bilmediklerini ve üzgün olduklarını belirterek bu sabah hazırlanan ürünleri "Bir tarihin yok oluşunu kutluyoruz" denilerek kapıda bekleyenlere dağıttı."
--spoiler--
orhan pamuk'un kitabında dahi geçen istiklal'de pek çok insanın uğrak yeri olan, tarihi dokusu ve düpedüz kültürel yansımaları olan bir pastane. bir de j'adore var böyle istiklal'de, ama o bu kadar göz önünde değil.
istanbul'a gelen pek çok misafirimi götürdüğüm yerdir ayrıca. pek çok insan için de anlamı büyüktür.
allah aşkına ne istediniz ya? karşısına yandaş profiterolcu açacak değilsiniz ya? bir kültürü yok ediyorsunuz.
son 6 senedir düzenli aralıklarla şans veriyorum ama yok olmuyor bozdu işte bitti artık bi daha hiç yemiycem eskiden 4 tabak yerdim şimdi hiç yemiyom.
vedat milör de son gidişinde beğenmediğini artık yapamadıklarını belirtmişti ki vedat milör kimsenin hakkını yemez.
zorla ve her zamanki gibi zorbalıkla yok edilen değer. inci pastanesinden tatlı yemeyen, yiyemeyen arkadaşlara ve doğmamış çocuğuma üzülüyorum. demirören gibi bir mimari facia ile mi yoksa cami ile mi karşılaşacağız muamma...
taksim de bir öğlen sonrasında tanımıştım profiterol denilen çılgın tatla, o tanışma sonrası dünyanın çeşitli yerlerinde bir çok denemem oldu ama hiç birisi bu ilk tanışma kadar lezzetli ve akılda kalır cinsten olmadı, bugün mahkeme kararıyla boşaltığını duyduğumda sanki çocukluk anılarıma tecavüz edilmiş hissine kapıldım, birer birer kapanan çocukluk anılarımıza bir yenisi daha eklenmiş durumda.
eski tadı kalmayandır. biraz ekşimsi bir tat var. beğenmedim en son yediklerimi. zıkkımlanırken iyiydi, içinden yakında böcek de çıkar. oğlum her şeyin içine sıçıyorsunuz....
şubeleşmeyerek, büyümeyerek küçücük bir dükkanda hizmet vermeyi tercih eden firmadır. şimdi binaları bakıma alınacakmış, adamlar dükkanı kapatacaklarmış.
her ne olursa olsun "şubeleş, büyü" diyen kapitalist zihniyete karşı koymaları ile benim gönlümü kazanmışlardır.
dar bir koridora sahip gayet sessiz ve bir o kadar da sevimli bir konsepte sahip güzel istiklal in güzel pastanesidir. çok ünlü bir pastanedir, bugüne kadar kimler gitmiştir kimler.. içeriye girdiğinizde hoş tatlı kokuları narin bir sessizlikle karşılar sizi.. vitrinlere tatlılar çoktan dizilmiş, sahiplerini beklemektedir.. kasadaki henüz yaşlanmamış teyze ilginç bir ifadeye sahiptir; sanki hastaymış, orada durmaması gerekiyormuş fakat mecburmuş gibi.. ya da orayı cidden çok seviyor ama söylemek istemiyor gibi bir ifade..
içeriğe gelecek olursak, bilindiği üzre profiterolü ile ünlüdür bu pastane. buradaki tatlıyı yediğiniz hiçbir yerle karşılaştırmak istemezsiniz. boğazınızdan lıkır lıkır geçen bir de limonataya sahiptir. bunların yanında orijinalliğini bozmamış mekandır. zira gidip, yanına bir de çilek aromalı cappucino dediğiniz de hiç istifini bozmayan teyzenin anlamsız bakışlarıyla karşılaşırsınız. bunların yanında gayet uygun fiyatara sahiptir. arkadaş grubuyla gidildiğinde küçük bir hesapla; üç profiterol, üç limonata size yirmi lira civarında bir miktara mal olur.