kurgusu çok iyi olan film. ilk başlarda yabancı kalıyorsun, ama sonradan kafanda oturuyor. oturtuyor yani kurgusunun iyi olması burdan. ama sinemadayken arka koltuktakiler hiçbir şey anlamamış olabilir ve minibüsün ağır ağır düşmesini salakça diye değerlendirebilirler.
nolan'ın artık bir marka olduğunu kanıtlayan film. filmin işleyişi, senaryosu, kurgusu her şeyi on numaraydı. son sahne tahmin ediliyordu. **
tavsiye edilir.
not : di caprio da mükemmel bir oyunculuk çıkarmış.
yönetmeni christopher nolan olduğundan dolayı vizyona çıkar çıkmaz izlediğim film. büyük beklentilerle girip, tatmin olmuş bir şekilde çıktım. ciddi anlamda senenin en iyi filmi. kimilerine göre tüm zamanların...
matrix hissiyatı uyandıran film. rüyadaki dünyayı yaratana bu filmde de mimar deniyor mesela. cobb'un karısıyla birlikte yarattıkları, genç kızın pek bir hayran kaldığı gökdelenmanyağı dünya çirkinlikten yıkılıyordu. üçüncü katmanda fischer'ın babasıyla konuştuğu sahne 2001'in finalindeki mizanseni anımsattı bana - sadece zemin siyahtı burada.
şehri döndürüp kendi üzerine katladın da ne oldu? biçimsel olarak yetkin bir teknolojiye sahip olmak bunu sonuna kadar kullanmak ayrı bir şeydir, ortaya bütünlüklü bir estetik çıkarmak ayrı. inceptionı ikincisini başaramamış bir film olarak hatırlayacağım.
film felsefi bir metne sahip değil, kimisi var sanıyor olabilir ama alabildiğine arkaik kalıp metinlerle dolu. filmin yenilikçi hiçbir özelliği yok, kimisi yine var sanıyor olabilir ama proppun rus halk masallarında kalıbını çıkardığı hollywoodun kendini bildi bileli kullandığı bir anlatıya sahip: kahramana bir görev verilir bunun için yola çıkar, aynı zamanda da kendisini ilgilendiren sorun ve çelişkilerle yüzleşir vs.vs.
existenz, martix, avatar, inception vs. bütün bu filmler konularını aynı temelden kuruyorlar: her şey zihinsel süreçlerle gerçekleşiyor. kahramanların bu hali filmin seyircilerinden farksız. herkes her şeyi oturduğu veya yattığı yerde yapıyor. aksiyonun tavan yaptığı bu filmlerde kol emeğini tamamen bitirmiş daha doğrusu kafa emeğine çevirmiş durumdalar. bilgi toplumunun gişe filmleri, bedenimizi hor görmemiz yönünde bir ideolojik alt metin kuruyorlar.
epidemik bir film. gösterime girdiği günden itibaren herkesçe konuşulmakta ve hakkında binlerce yorum yapılmakta. henüz izlemedim ama dayak yememek için izleyeceğim. (bkz: izlemeyeni dövüyorlarmış)
Leonardo'nun bir önceki filmi zindan adasıyla yarışacak güzellikteki film. harika olmuş bence. tamam hadi biz izliyoruz oturup da bunu kaleme nasıl alıyor bu insanlar o gerçekten merak konusu. hele montajını hayal dahi edemiyorum.
christopher nolan'ın kendini aştığının göstergesi olan film. ben de kendi görüşümü belirteyim;
--spoiler--
gerçeklikteki 5 dk rüyada 1. katmanda 60 dk ya denk geliyordu. cobb, mal ile 50 yıl geçirdiğini söyledi. bu durumda 1. katmanda yaşamaları, o halının üzerinde kış uykusundan çok daha uzun bir uyku dilimi gerektirir ki bunun da mümkünü yok. yani daha sonraki katmanlarda olmaları gerekir. tren raylarında intihar ettiklerinde, mal gerçeklikte olmadıklarını düşünüyordu ve gerçekliğe ulaşmak için kendini pencereden bıraktı. cobb ise o katmanda gerçeklikte olduğunu düşünüyordu. bu durumda yaşananların cobb'un rüyası olması muhtemel.
bütün bunlar gerçek ve rüya arasındaki zaman farkından yola çıkarak yazılmıştır. tabi nolan ne düşündü bilinmez.
--spoiler--
filmin sonuyla ilgili olarak kendi görüşümü belirtmeyi sözlük ahalisine bir borç bilirim efendim.
--spoiler--
filmin sonunda dönen o topaç kesinlikle duracaktı, yani şöyle ki;
topaç dönerken hafif yalpalıyordu. bu da topaçın duracağı anlamına geliyor bence. yani cobb'un çocuklarıyla buluştuğu son sahne gerçek, kesinlikle rüya değil. ama neden topaçın durduğunu seyirciye göstermedi bilinmez. belki de seyirciyi merakta bırakmak için...
gerçi sadece sonuyla ilgili yazacağımı söylemiştim ama dayanamayacağım sanırım. yahu yavaşlatılmış sahneler ve tabiki özellikle yerçekinin olmadığı sahneler gerçekten inanılmazdı.
--spoiler--
vizyona girer girmez imdb'de 3. sıraya yükselmişse tebrik etmek lazımdır. büyük bir ihtimalle 1. sırayı bile alabilir. yani büyük bir çoğunluğun gelmiş geçmiş en iyi film olarak gördüğü bir film halini alır.
the matrix filmini anımsatan film. ancak matrix filmi gerek senaryo gerekse aksiyon olarak inception'dan çok daha ileri düzeydedir.
--spoiler--
çünkü insanlar çok uzun süredir rüyaların gerçeklik hissi yarattığı hatta yaşadığımız hayatın bile bir rüya olabileceğini konuşmuşlardır ama insanların makinelerin programlandığı, sanal bir dünyada yaşadığını hiç konuşmamışlardır. neo'nun ortaya çıkışının bile matrix'in bir programı olduğunu öğrenmemiz bile cabası. kaldı ki matrix konusu itibariyle daha nettir.
--spoiler--
yine de izlediğim iyi filmler arasında sayabilirim.
imdb'deki puanı sebebiyle çok büyük beklentiyle gittiğim, boşa çıkarmış olmasa da yine de tuhaf hissetmeme sebep olmuş olan izlenmeye değer Christopher Nolan filmi.Ayrıca joseph Gordon-Levitt'i 500 Days of Summer'dan sonra böyle bi rolde görmek de keyif vericiydi.
--spoiler--
--spoiler--
son sahnede topaç dönmeye devam ediyordu bildiğim kadarıyla ve cobb da topaçın durmasını beklemeyip önceliği çocuklarına verdi yani rüya mı gerçek mi tam belli değildi sanırım nolan gerçek mi rüya mı olduğunu biz seyircilere bırakmak istemiş çok da iyi etmiş.
--spoiler--
--spoiler--
filmi izlemedim ancak, olayın imdb yönüyle alakalı bir yorum yapabilirim. christopher nolan filmleri hep gösterime girdikten 2-3 hafta sonra imbd'de ilk 3'e girer, hayvani puanlar alır. fakat sonra geriler. efsane olmuş filmler o konumda kalırlar. bakalım efsane olacak iyi bir film mi, izlemeden bilemeyiz tabi. aynı olay batman dark knight ve batman begins de de olmuştu.
* son zamanların en iyi filmlerinden biridir. Mutlaka izlenilmesi gereken filmler kategorisindedir. müzikleriyle*, oyunculuklarıyla*****, özel efektleriyle, kısacası; her şeyiyle harika bir film olmuş. Tabii, sağlam kafayla gitmek lazım bu filme, yoksa izleyip hiçbir halt anlamamak da mümkün. christopher nolan'a sevgilerimi ve saygılarımı iletiyorum, her yerinden öpüyorum.